YAPABİLİR MİYİZ?

Dedelerimizin yaptıkları gibi vatan ve devlet uğruna geride bıraktıklarını, canlarını, servetlerini düşünmeden, sevdiğine koşar gibi ölüme koşabilir miyiz?
Bence çoğumuz yapamayız, yapmayız!

Çünkü, Atatürk’ün gönlündeki “Türk Milleti” olmayı başaramadık!
Ortak duygularımızı, vatan sevgimizi ve Allah korkusunu kaybettik.
Ancak birlik olursak, Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve çağdaş demokrasiye sahip çıkarsak bu coğrafyada bağımsız ve özgürce yaşayabilecek bir millet olmayı unuttuk!

Kimimiz “Benim param var, gerekirse yurtdışında yaşarım” dedi, kimimiz “Konuşursam beni vergi deneticileri ile, polisle ezerler” dedi, en garibanlarımız ise “Benim kaybedecek neyim var ki, hiç olmazsa makarnam kömürüm geliyor” diye kendini dünyaya kapattı.

Şimdi bazılarımız diyecek ki;
“Serdaroğlu, hele bi dur, o kadar da değil. Vatan işgal altında olsa biz de dedelerimiz gibi mücadele ederiz. Vatan işgal edildi de, bizim mi haberimiz yok!”

Sizce bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Vatanı;
Anayasa ve yasalara uygun yönetilen çağdaş bir Hukuk Devleti mi?
Lâiklik ilkesinin Atatürk Milliyetçiliğinin geçerli olduğu tam bağımsız bir ülke mi?

Dedelerimizin can pahasına savaştığı küresel çeteler gitmiş, yerine “Kurtuluş Savaşını Keşke Yunan Kazansaydı” , “Keşke Çanakkale Geçilseydi” , Atatürk’e “Kefere Kemal- Beton Kemal-Deccal” diyen hainleri, devletimizin sofrasında ağırlamaktan çekinmeyen “Eşbaşkanları” gelmiş! Gelmemiş mi?

Anayasa madde 104; Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyet’ini ve Türk Milletinin Birliğini temsil eder” der. Bu madde, çiğnensin diye mi yazıldı?

Görevi Anayasa’da belli olan Cumhurbaşkanı ne diyor?
“T.C Devleti çömez bir devlettir.”
“Türkiye düşmanı olan diğer partilere oy vermeyin.”
“AKP’li olmayan Belediyeler, halka yardım yapamaz, aşevlerini bile kapatırım.”

Yani açıkçası diyor ki; “Ben sizin Cumhurbaşkanınız değilim. Ben sadece AKP’lilerin Cumhurbaşkanıyım. Ne haliniz varsa görün!”

Peki, Türk Milletini bu badireden çıkarması beklenen mevcut Siyasi Partilerimiz ne diyor, bir de onlara bakalım!
Ana Muhalefet;
Türkiye’de demokratik rejim çatı-çatır yıkılırken, bir tane olsun büyük miting yapabildi mi? Türk Milletini, inandırıp ayağa kaldırabildi mi? Herhangi bir eylem koyabildi mi? Ne yapıyor?
Salı günleri Genel Başkan konuşuyor, diğer günler AKP’ye laf sokmayı siyaset sanan üç kişi sırayla konuşuyor! Kim dinliyor? Hiç kimse!

İYİ Muhalefet;
Genel Başkanları, yardımcısına kızdığı için tivitle istifa ediyor, eleştirdiği Erdoğan çağırdığında Saray’a koşup, ellerine sarılıyor!
Ülkücü delikanlı (!) Koray Aydın, beyanat veriyor; “Kanuna bir madde eklediler, hem muhalif basına gözdağı verdiler hem de milletvekilimiz Ümit Özdağ hakkında fezleke düzenlediler!”
İyi de, sen ne yaptın? Sen haber spikeri misin? Bu kanunsuzluğa, aynı sertlikte yanıt verecek yüreğin yok mu?

Hapisteki Muhalefet;
Tüm seçilmiş Belediye Başkanlarınızı, haklarında yargı kararı olmadan görevden aldılar, tutukladılar. Genel Başkanınızı hapsettiler. Hiç sesiniz çıkmadı?
Yıllarca bunlar için, “Terörle aranıza mesafe koyun” dedik.
Bunlar, terörle aralarına mesafe koysalar ne olur, koymasalar ne olur?
Kendi insanlarına ve haklarına sahip çıkmayan bir partiden, insanlarımıza ne fayda gelir? Bunlar nasıl Türkiye’nin partisi olur?

Nasıl muhalefet yapılır ve nasıl sonuç alınır, size Çoban Ateşi Hareketi olarak bizler göstereceğiz.
Bizler, Türk Milletinin-Türk Devletinin-Türk Demokrasisinin-Atatürk’ün gönüllü savunucularıyız. Allah’tan başka kimseden korkumuz yoktur. Tek güvencemiz, dayanağımız Türk Milletidir.
Herkesle, anlayacağı dilden konuşmasını, anayasa-yasa tanımayanları, hukuk yoluna getirmesini iyi biliriz.

Yürekli ve namuslu insanların yapması gerekenlere bir örnek verelim;
Gazeteci Barış Pehlivan ce Barış Terkoğlu, Avukatları aracılığıyla şu duyuruyu yaptılar;
“ARTIK TAHLİYE TALEBİMİZ OLMAYACAKTIR. İDDİANAMEMİZİ HAZIRLAYIN YETER!” Sizin tahliyeniz batsın, istemiyoruz. Korkmuyoruz, yılmayacağız…

Eyy Muhalefet Partilerinin Genel Başkanları; İşte size bir öneri!
“Türkiye bir hukuk devletidir. Hiçbir kişi, neyle suçlandığını bilmeden zindanda tutulamaz” deyin ve üçünüz, Beştepe Sarayının önünde “Ölüm Orucuna” başlayın. Görün bakın Türk Milleti nasıl sizi kucaklayacak…

Siyaset, ülke yönetimi, bilgi-beceri-sevgi-yürek ister. Siyaset korkakların işi değildir…

Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Nisan 2020
Rifat Serdaroğlu

5 thoughts on “YAPABİLİR MİYİZ?

  1. Rıfat bey, güzel de, sizin de şimdi muhalefette olsanız farklı bir şey yapacağınızı zannetmiyorum. Başımızda öyle bir despot var ki, ister muhalefet ister başka partiler bir büyük toplantı yapsalar veya ölüm orucuna otursalar,emin olun bütün emniyei oraya salıp, göz yaşartıcı bombalar atarlar, milleti biribirine düşürürler.Böyle mi olsun istersiniz? Kolay değildir partileşmeden böyle konuşmak.Yıllardır Çoban Ateşi diyorsunuz ama hala partileşemediniz! Neden? Çünkü doğru insanları,doğru liderleri bulamıyorsunuz.MUhalefetin mecliste nelerle karşı karşıya kaldığını görüyoruz,dövüyorlar, silah çekiyorlar.Belediyelere neler yapılıyor görüyoruz,dünya da görüyor ama artık gideceklerini bildikleri için iyice hırçınlaştılar. Ya erken seçime gidip kaybedecekler ya da halk kalkışması olacak,çünkü insanların kaybedecekleri birşey kalmadı artık.Medya ellerinde, hukuk yok,insanlar aç, ekonomi bitmiş durumda,esnaf ağlıyor,emekli ve işçiler sürünüyor,işte Türkiye’nin bugünkü resmi.
    .

  2. Sayın Serdaroğlu, yazınızı merakla ve umut içerisinde okudum.Sayın Başkanım sizden vatandaş olarak tek istirhamım şu; nasıl bir yöntemle olası partiyi şekillendireceksiniz bilmiyorum, yalnız; Ülkedeki tüm Cumhuriyetçileri,Atatürkçüler ister sağcı ,ister solcu olsun bu partide buluşturmazsanız, umutlanamam ama liyakatli, dürüst ve vatanıını,Cumhuriyetini ve özellikle Mustafa Kemal’i seven tüm öncülleri partide toplar ve en önemlisi ; “ülkenin kurtuluş reçetesini” yazarsanız ve bu reçeteyi de halk bemimserse; işte o zaman Vatan size minnettar kalacaktır..başarı dilekleri ve saygılarımla.

  3. Ana Muhalefet ve diğerleri için diyelim.
    ”Türkiye’de demokratik rejim çatı-çatır yıkılırken, bir tane olsun büyük miting yapabildi mi? Türk Milletini, inandırıp ayağa kaldırabildi mi? Herhangi bir eylem koyabildi mi? Ne yapıyor?” Bu cümlenize katılırım elbette. Hiç birinde milleti arkasına takacak güç ve inanç yok!

    ”Siyaset, ülke yönetimi, bilgi-beceri-sevgi-yürek ister. Siyaset korkakların işi değildir…” ifadenize de aynen katılırım.
    Yalnız, başta dediğinize katılamam. Bu vatan toprakları düşman tarafından saldırıldığında asla ve kat’a sessiz kalmayız,kalamayız. Asla işgale izin vermeyiz ölme pahasına da olsa.

Fevzi Mutlu için bir cevap yazın