BOŞA YAŞANMIŞ ÖMÜR

BOŞA YAŞANMIŞ ÖMÜR

Bize bir yaşam sunulur ve bu yaşam üstünde istediğimiz değişiklikleri, istediğimiz anda yapma şansımız vardır. Bize verilen bu hayata sağlam temelle, kendimizi gelişime adayarak başlarsak ve yaşamımıza hakim olursak, doğruluğu elden bırakmazsak, dünyada anlamlı bir eser bırakmışız demektir.

Yaşamlarını kaliteli inşa eden insanlardan kaliteli toplumlar, kaliteli toplumlardan de kaliteli devletler meydana gelir. Kaliteli bir yaşam için insanın bir amacı olması gerekir.
Tek cümle ile anlatmak gerekirse, düşünürün dediği gibi;
“Yaşamın amacı, amacı olan bir yaşamdır!”

Topluma önder olmak, siyaset yoluyla topluma hizmet etmek amacında olanlar tüm yaşamları boyunca tutarlı ve gelişime açık olmalıdır.

Bugün izninizle, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin nasıl bir ömür yaşadığını, arkasında neler bırakacağını, objektif olarak inceleyeceğiz.

Neden Bahçeli, diye soracak olursanız?
T.C Devleti, tarihinin en zor dönemini yaşıyor. Devletimiz, iktidar ve ortakları tarafından altın tepside emperyalist devletlere sunuluyor. Bunda da en büyük pay Bahçeli’nin!
Yurtdışında ve yurtiçinde çok sıkışmış, ekonomik krize yuvarlanmış, çevresinde kimsesi kalmamış bir Erdoğan’a her konuda en büyük destek Bahçeli’den gelmektedir.

İyi de, bundan birkaç yıl öncesi Bahçeli’nin Erdoğan için söylediklerini hatırladığımızda MHP’lilerin;
“Bir kişiye, Kandil Uşağı-Hazine Soyguncusu-Milliyetçilerin Düşmanı- Emperyalistlerin Tetikçisi” dedikten sonra, koşarak ağır hakaretler ettiği o kişinin kapısında bekçi olmak, seneler sonrası için bile o kişinin kendi partisinin adayı olacağını söylemek için nasıl bir karakter sahibi olması gerekir” diye sormaları gerekmez mi?

Türkeş’in çocukları ve MHP Kurucularının büyük bir kısmı “Bahçeli, Türk Milliyetçiliğine ihanet etmiştir” demekte haksızlar mı?

Bahçeli, ortağının FETÖ-CIA ile işbirliği yapıp KOZMİK ODA bilgilerinin PKK’nın eline geçmesiyle 833 vatan evladının öldürülmesinden sorumlu değil mi?

Bahçeli, BOP Eşbaşkanı olan ortağının bu görevi nedeniyle yaşanan, yüzbinlerce ölümden, onbinlerce Müslüman kadına tecavüzden, onbinlerce çocuğun çalınan organlarından, uyuşturucu ve kaçak petrol işinden, ortağı üzerinden sorumlu değil mi?

Çözüm Süreci sırasında yaşananlardan, Habur rezaletinden, Asker ve Polislerimizin katillerini stadyum şeref tribünlerinde oturtan eli sıkmaktan ve ortak olmaktan sorumlu değil mi?

Herbiri çok iyi yetişmiş, dünyayı ve yabancı dil bilen 103 Emekli Amiralin yazısını okudunuz mu? Ayasofya İmamı konuşunca demokrasi, Emekli Amiraller konuşunca vesayet ha! Montrö Antlaşması, ortağınızı niçin rahatsız ediyor?
Hiç düşündünüz mü?

Hem AK-TOZ İktidarına şartsız olarak tam destek vereceksiniz, hem de Türk Milletini hazinesinin boşaltılmasından, insanların bir gecede fakirleşmesinden sorumlu olmayacaksınız! Böyle bir dünya var mı?

Bahçeli’yi “Beyaz Toros” kullandığı günlerden tanırım. Nasılsa bu yazdıklarımın hesabı ondan sorulacak. Fakat, bu gibilere inanıp ta genç yaşta ölen Ülkücü Gençler ve Devrimci Gençler, ahrette sormayacaklar mı?
“Sizin kutlu davanız bu muydu? 22 İslam ülkesinin paramparça edilmesi için mi bizleri birbirimize düşürdünüz” diye sormayacaklar mı?

Kimse sormasa da, andolsun ki, DOĞRU Parti soracaktır. Kimlerin para-ihale-benzin istasyonu ve kaset uğruna Türk Milletini sattığı mutlaka ortaya çıkarılacaktır.

Yedi, içti, pisledi ve ömrünü tamamlayıp öldü!
Bu ömre, boşa yaşanmış ömür denir. Gömün gitsin…

Sağlık ve başarı dileklerimle 04 Nisan 2021
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

2 thoughts on “BOŞA YAŞANMIŞ ÖMÜR

  1. Bahçeli ülke için kurtuluş savaşından sonraki en büyük beka sorunudur.Onun kadar sırf koltukları için hala kendisinin arkasında duran MHP ‘lilere şaşıyorum.

  2. İstsinasız her cümlesi ve kelimesi HAKLI VE TEMELLİ, tamamen SOMUT VE NESNEL, gerçek VATANSEVER ve Türk ve Türkiye sevdalısı her yurttaş tarafından mutlaka görülmesi ve okunması GEREKEN baştan sona MUHTEŞEM bir yazı. Çok değerli yazarı sevgili SERDAROĞLU’na en yürekten tebrikler, derin saygılar, en iyi dilekler, yeni başarılar ve özel bir ithaf :

    KIRK AYAKLI İHANET VE MELANET

    Bunlara has eski ve yeni yobazlık ve gericilik,
    En azılı takiyyecilik ve çağdaş Muaviye’cilik,

    Bunlara has u dönüşcülüğü ve vahşi inkarcılık,
    Allah, Muhammed, Ali, din ve iman tanımazlık,

    Bunlara has o barbar ve gaddar sömürücülük,
    Muskacılık,tarikatcılık ve süper gizli bölücülük,

    Bunlara has Orta Doğu bataklığının içine giriş
    Ve tam 9 milyon yabancıyı başımıza bela ediş,

    Bunlara has layikliğe,hukuka,uygarlığa nefret
    Çocuklara, kadınlara,erlere, subaylara şiddet,

    Bunlara has
    Milletin orasına küfreden hayine koruyucu tül,
    Tecavüze bir kereden bişey olmaz diyene ödül,

    Bunlara has
    1052 bebeği,anneyi,lohusayı,gebeyi hapsetmek,
    Yüz binlerce sivili ve askeri zındanlara kitlemek,

    Bunlara has haksızlık,adaletsizlik, hukuksuzluk
    Ve en örtülü ve örtüsüz rüşvet,iltimas,yolsuzluk,

    Bunlara has maskesiz ve kara maskeli nihilizm,
    Ve bütün muhalif kişilere hakaret eden sinizm,

    Bunlara has o doğrudan ve en dolaylı nepotizm,
    Patolojik, Psikoliojik özlü narsizm ve despotizm,

    Bunlara has Gata’yı, Ges’i, Kozmik Oda’yı basmak
    Ve 867 kahramanın adını ve işini düşmana satmak,

    Bunlara has yerel,bölgesel ve küresel saldırganlık
    Ve Arapca’ya, Katar’a ve Araplaştırmaya hayranlık,

    Bunlara has haram kar,haksız rant,kara para aşkı,
    Ve ‘Kanal İstanbul’ denen o ihanet hırsı ve ihtirası,

    Bunlara has şövenizm,azılı militarizm ve rasizm
    Ve Hitler, Musolini ve Franko tipli neo – fasizm,

    Bunlara has yalancılık,açık ve en gizli mafyacılık
    Ve uzak ve yakın emperyal bağlar ve mandacılık,

    Bunlara hasTürk, Türkçe ve Atatürk düşmanlığı,
    Kürt ve Kürtçe,barış,kardeşlik ve birlik karşıtlığı,

    Türkiye ve dünya tarihinde ilk DEFA görülen kırk ayaklı ihanedttir,
    Eski ve yeni SEVR hortlaklarına yani BOP’culara özgü melanettir.

    Bu ihanetin ve melanetin özünü ve yüzünü,ögelerini ve öznelerini
    Ve hizmetcilerini, köstebeklerini ve sağ ve ‘sol’ koltuk deyneklerini
    Erkten ve devletten indirmek ve Yüce Divan’a göndermek
    İlahi,insani,vatani, milli, hukuki, idari ve ahlaki görev demek.

    Bu görevi yapacak ve başarıya ulaştıracak tüm melekler ve erkekler
    Tek ve en geniş bir Hak,Vatan Ve Halk Cephesi’nde el ele vermeliler.
    İşte tam o zaman ülke beka,barış,bağımsızlık demokrasi ile buluşacaktır,
    Her yaştan yurtttaş ise işe,aşa,ekmeğe,genliğe ve gönence kavuşacaktır.

    Gönül Pınar Atacı, 20.Mart.2021- 4.Nisan.2021

Düşüncelerinizi yazın