23 June, 2024 16:03

SIRADA NE VAR (1)

Siyasetçiyi iyi tanırsanız, kökenini, bulunduğu yere geliş hikayesini, sözlerini ve eylemlerini dikkatlice izlerseniz, onun neler yapabileceğini yaklaşık olarak tahmin edebilirsiniz.

Hele, kişinin bulunduğu yere gelişinde, moda tabirle “Hançerleme” veya “Siyasi İhanet” varsa, bu kişileri çözmek çok daha kolaydır…

CB Erdoğan’a ve onun “İhvancılık-Siyasal Ümmetçilik” fikrine baştan beri karşı olduğum için, kendisi hep yakın takibimdedir.
Taa 1979 yılından bu yana, arkadaşı Metin Külünk ile birlikte, Milli Selamet Partisinin, aşırı sağcı paramiliter örgütü olan “Akıncılar Hareketindeki” yaptıklarından bilirim. Yokluk ve maddi sıkıntı içindeki yaşamını, evinin kirasını, ailesinin geçimini hep “Destekle” karşıladığını, Belediye Başkanlığı macerasını, milyar dolara sahip olmasını, zamanında elini öptüğü büyüklerinden dinledim.

Belediye Başkanı oluşunu, İstanbul aşkının ona servet-zenginlik-siyasi güç verdiğini, mağdur edebiyatının Türk Siyasetinde geçerli bir koz olduğunu anlayıp bunu sürekli kullanmasını gördüm.

Siyasette, kendi kendini yetiştirmemiş, pişmemiş kişiler, birilerinin sırtına basarak yükselmeyi sever. Onlar için en kolay yol budur.
Erbakan ve arkadaşları sağ ve görevdeyken ilerleyemeyeceğini gören Erdoğan, kendisini var eden Hocasına ihanet etmekte hiç tereddüt etmedi!
Sapladı hançeri sırtına, arkasına bakmadan yürüdü gitti. Kimin yanına?
Dosdoğru ABD Başkanı Bush’un Beyaz Saraydaki Oval Ofisine…

Oval Ofiste, nasıl Başbakan olunur, nasıl ABD BOP Eşbaşkanı olunur, tüm bunlar karara bağlandı. Sonrasını biliyorsunuz, Deniz Baykal’ın ikna edilmesi, Siirt seçimlerinin şaibeli yenilenmesi, Erdoğan’a Başbakanlık yolunun açılması…

Son 22 yıllık “Erdoğan Tek Adam Faşizmini” beraberce yaşadık.
2007 yılından bu yana, AKP kafasıyla olmayacağını, bunların hedefinin ülkemizi “Federe İslam-Ümmet Devletine” götürmek olduğunu, kumaşlarının “Türk Devlet Adamı” kumaşı olmadığını ısrarla ve defalarca yazdık. Ne dediysek hepsi doğru çıktı. AKP konusunda hiç yanılmadık.

Sonunda, yediler-içtiler-soydular-soydurdular- ülkemizi 12-15 Milyon sığınmacıyla doldurdular- Merkez Bankasını ve ekonomimizi batırdılar- binlerce yıllık Türk Devletini, uçurumun yanına kadar getirdiler-
Türk Milletinin büyük bir kısmını bir lokma ekmeğe muhtaç ettiler, fakirleştirdiler, tarımı da bitirdiler.

Sadece bu günümüzü değil, evlatlarımızın geleceğini de perişan ettiler.
Ülkemizi “En Borçlu” ülkeler arasında birinci yaptılar, önümüzdeki 20-25 yılımızı ipotek altına alacak “Hazine Garantili İşleri” başımıza bela olarak bıraktılar…

Gelelim yazının başlığına; Şimdi sırada ne var?
Emperyalist Devletler yani Küresel Çeteciler kendilerine rehin ettikleri kişileri belli bir dönem için kullanırlar. Sonra da kullanılmış mendil gibi çöp kutusuna atarlar. Saddam’ı-Kaddafi’yi-Zeynel Abidin Binali’yi attıkları gibi!

Sizlere soruyorum;
Ülkeyi ekonomik olarak bu hale getirmiş, Hazinemizi, “Halkbank’ı soymakla suçladığı bir İngiliz uşağına teslim etmiş, Ordusunu, Yargısını hadım etmiş, gençlerin tüm gelecek ümitlerini bitirmiş, ülkeyi parçalanma noktasına getirmiş bir siyasetçi, seçimi kaybedip yargılanmak ister mi?

Elbette ki, kendisini ve ailesini garantiye alacak organizasyonları gerçekleştirmek için çabalar ve en azından daha 4-5 yıl ülkenin başında kalıp, kendisinin emrinden çıkmayacak kişiyi (Akşener gibi) yerine seçtirmek için çalışır.

Erdoğan’ın bu planının gerçekleşmesi için yardımcıya ihtiyacı var.
Bu destek Bahçeli ile olmaz!
Kılıçdaroğlu, 2010-2023 yılları arasında 13 yıl bu görevi başarıyla yaptı. Bunların tümü yazılacak, belgelendirilip Türk Milletine açıklanacak.

CHP-AKP arasındaki “Yumuşama- Normalleşme” görüşmelerine bakılırsa, Sırada ne var sorusunun yanıtı, Kılıçdaroğlu’nun bıraktığı görevi Özgür Özel almakta çok teşne (Çok İstekli) görünmekte!
İzninizle, bu önemli konuya YARIN devam edelim…

Sağlık ve başarı dileklerimle 24 Haziran 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

Düşüncelerinizi yazın