AKP’nin maaşlı trollerinin hakaretlerini, küfürlerini duymaya alıştık.
Bunların insanın yüzüne karşı konuşacak yüreği olmayan karaktersizler olduğunu bildiğim için hiç önemsemem.
Trollerle, onları besleyen patronlarını baş başa bırakırım.
Tıpkı, temizlikten bir türlü anlamayan birine “Bırak, işkembe b.kuyla kaynasın” deyişinin yakıştığı gibi!
Yeni Şafak yazarlarından Ali Saydam, “Hazine Garantili Ölüm Tuzağı” adlı yazımız üzerine “Pes Doğrusu” başlıklı bir yazı kaleme almış.
Ali Saydam’ı tanımam. Fakat onun gibi eğitimli birinin, AKP İktidarına yakın durabilmek uğruna Albayrak Grubuna ait bir gazetede yazmasının gerçek nedeninin tamamen duygusal(!) olduğunu biliyorum.
Ali Saydam bizi, Batı Hayranı “Self Orientalism” sınıfına yerleştirmiş!
Bu düşünceyi şiddetle reddeder ve iade ederim.
Serdaroğlu Ailesi olarak biz 1950 yılından bu yana “Askeri Darbelerin ertesi günü” dahil olmak üzere demokrasi mücadelesi vererek, darbelere kafa tutarak, hapisler yatarak, şehit vererek, Türk Milletinin tartısındayız. Bizi bilen bilir…
Gelelim yeni yapılan İstanbul Hava Limanı ile ilgili yazdıklarıma;
Yazdıklarımın tamamı kelimesi kelimesine doğrudur. Yaşananlar bizi doğrulamaktadır.;
Merak edenler şu kuruluşların yayınlarını takip edip, kendilerinden bilgi alabilirler;
-Türkiye Havayolu Pilotları Derneği,
-Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş)
-Hava Teknisyenleri
-TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
-Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
-Harita Mühendisleri Odası
-Jeoloji Mühendisleri Odası
-Şehir Plancıları Odası.
Bu insanların hepsi, Batı hayranı oryantalistler mi?
Yoksa ülkesinin kaynaklarının har vurup harman savrulmasını istemeyen vatanseverler mi?
Bu STK mensupları, İstanbul Belediyesi ve Devlet İhalelerinden beslenenlerden maaş mı alıyorlar?
Yoksa sadece ülke insanlarının üç beş soyguncu daha zengin olsun diye ölmemesi için mi çalışıyorlar?
Kimler bu havalimanı ihalesi ve yapımı sırasında, ne dolaplar döndüğünü, insana- hayvanlara- çevreye nasıl ölümcül zararlar verileceğini, devletin nasıl zarar sokulduğunu merak ediyorsa, yukarıdaki kuruluşlardan bilgi alabilirler.
Ha, gerçek ve dürüst bir gazeteci olduğunuzu iddia ediyorsanız, yapacağınız iş bellidir;
Yakınınız bir pilotu veya uçak teknisyenini evinize davet edin ve ona isimlerini saklı tutacağınızın sözünü verin ve vicdanınız elveriyorsa dinleyin, dinleyebilirseniz!
Nasılsa duyduklarınızı yazamazsınız.
Ya saydam olacaksınız ya da o soyadını değiştireceksiniz…
Gerçekten pes doğrusu!
Sağlık ve başarı dileklerimle 31 Mayıs 2019
Rifat Serdaroğlu
Rıfat bey,, bu tür duygusal (!) nedenlerle yazanları bırakın işkembe gibi b.kları ile kaynasınlar, bence muhatap bile almayın, tarihte yazar. ;Hitler ‘e methiye düzenler günü geldiğinde bu yazdıklarını inkar etmişlerdir.
Sevgili SERDAROĞLU’na özel ve öznel teşekkürler. O’na uzanan ve uzanmaya yeltenen tüm açık ve gizli iğrenç ellere, dillere ve kalemlere ise, başta o malum, meş’um ve mel’un troller güruhu olmak üzere, ebedi LANET ve sonsuz NEFRET.
Aklı başında,ortak aklı kullanan,gelişmiş ülkeler büyük yatırımlar ve doğrudan doğaya etki eden konularda uzun vadeli düşünerek karar verirler.Elbette bilimsel açıdan. Biz de malum; Ağam ne derse o olur. Öyle olunca da,İstanbul’u ana arteri sel basar 28 kişi sele kapılarak ölür! Bu konuda gelişmeleri çok okudum,kısaca doğayı,kısa,orta ve uzun vadede olumsuz olarak çok etkileyecek. Hele ‘Kanal İstanbul’ denen ucube de yapılırsa İstanbul iklimi değişecektir.
Geri gidip bütün makaleleri tek tek yeniden okudum.
Saydam modern düşünen insanları “self-orientalism” ifadesini kullanarak BATI’NIN KIÇINI ÖPENLER” diye bir nevi suçluyor (!)…..
Sonra da bir Batı karşıtı olarak bir takım Batılı ünlü bazı kuruluşların isimlerini tek tek yazarak o beğenmediği NECİS gördüğü bu Batılı büyük kuruluşları referans alıyor.
Asıl GERÇEKTEN de “pes doğrusu” denilecek durum budur.
Hem Batı’dan Nedret edeceksin, hem de onların icat ettiği uçaklara binecek, matbaayı, interneti, telefonu kullanacak UTANMADAN doşaylı da olsa adamlara küfür ve balet edeceksin; Kuran’ın DİLİDİR bu dostlar. İslamın Batı’ya olan tutumudur bu nefretvari söylem ve aksiyonlar.
Bakınız tayyip’in kendine muhalif olanların hakkında söylediklere…. Bakınız BEŞYÜZali’nin UTANMADAN ŞEREFSİZCE söylediği yalanın arkasında durduğunu itiraf etmesine….
Bakınız gerçek hırsız kendisiyken kendine muhalif olanlara hırsız yaftası yapıştıran herifin bunu yaparken yanında Diyanet İşleri başkanıyla gözler önünde yapışına …..
Bu islamın ipliği pazara çıkarılmadan bu şerefsiz islamcılara karşı mücadele verilemez. “elhamdulillah müslümanız” diyerek Laiklik ise hiç SAVUNULAMAZ!
Geri gidip bütün makaleleri tek tek yeniden okudum.
Saydam modern düşünen insanları “self-orientalism” ifadesini kullanarak BATI’NIN KIÇINI ÖPENLER” diye bir nevi suçluyor (!)…..
Sonra da bir Batı karşıtı olarak bir takım Batılı ünlü bazı kuruluşların isimlerini tek tek yazarak o beğenmediği NECİS gördüğü bu Batılı büyük kuruluşlarını referans alıyor!
Asıl GERÇEKTEN de “pes doğrusu” denilecek durum budur.
Hem Batı’dan Nedret edeceksin, hem de onların icat ettiği uçaklara binecek, matbaayı, interneti, telefonu kullanacak UTANMADAN doşaylı da olsa adamlara küfür ve balet edeceksin; Kuran’ın DİLİDİR bu dostlar. İslamın Batı’ya olan tutumudur bu nefretvari söylem ve aksiyonlar.
Bakınız tayyip’in kendine muhalif olanların hakkında söylediklere…. Bakınız BEŞYÜZali’nin UTANMADAN ŞEREFSİZCE söylediği yalanın arkasında durduğunu itiraf etmesine….
Bakınız gerçek hırsız kendisiyken kendine muhalif olanlara hırsız yaftası yapıştıran herifin bunu yaparken yanında Diyanet İşleri başkanıyla gözler önünde
bulunuşuna …..
Bu islamın ipliği pazara çıkarılmadan bu şerefsiz islamcılara karşı mücadele verilemez. “elhamdulillah müslümanız” diyerek Laiklik ise hiç SAVUNULAMAZ!
İyi ki varsınız ve iyi ki yazıyorsunuz. Yüreğinize sağlık. Bu kadar satılmış cahil ve Allah yerine kula biat edenlerin arasında yaşamak çok zor.