BİLGİ VE ZEKÂ
Kişide bilgi yoksa, ne kadar zeki olursa olsun işinde başarılı olamaz.
Ya devamlı emir alır ya da zekâsını lüzumsuz veya yanlış yerlerde kullanır. Örneğin böyle biri, işinde başarısızdır ama çok iyi okey-tavla oynar, zar tutar! Bunlar iddiacı olur. Yanlarındaki biri “sen ata bile binemezsin” dedi mi, hemen ata binerler fakat tepesi üstü düşünce, zavallı at kabahatli olur!
Sayın Kuban’ın şu tespitlerine katılır mısınız?
Türkler zeki ve dinamik dünya fatihleri idiler. Binicilikleri ve at üstünde ok atmaları, öteki ordulardan daha iyi oldukça hep başarılı oldular. Sonra ne olduklarını ise tarihler yazıyor. Anadolu’yu fetheden göçer Türkler, Osmanlı döneminin sonuna kadar cahil bırakıldılar. İşlerini de İranlılar, Araplar, Ermeniler, Levantenler ve devşirmeler gördü. 19. Yüzyılda uzmanlık isteyen işlerin başına getirilenlerin bir listesini yaparsanız bunu görürsünüz.
20. Yüzyılın başında %90’ı köylerde yaşayan Türklerin içinde kaç tanesi okuma yazma biliyordu?
Entelektüel kurumlaşmasını henüz gerçekleştirememiş bir toplumun çocuklarıyız. Bugün cehaletin niteliği değişti. Fakat öğrenilmesi gerekenler de olağanüstü arttı. Şimdi okuyarak cahil kalmaya devam ediyoruz.
Uzman düşmanlığı devam ediyor. Yetişen uzmanları dışlayıp uslu diplomalılarla
veya sahte diplomalılarla iş görüyoruz.
Toplum entelektüel gelişmesini tamamlayamadı. Sokağı kirleten ya da kural dışı davranan vatandaş ile onun seçtikleri arasında fark olamıyor.
Biz otomobilli ve telefonlu bir ortaçağda yaşıyoruz. Fakat bu kadar tutarsız ve çirkini ne Ortaçağ Bağdat’ında, ne de Selçuk İsfahan’ında vardı.
Bu toplumun kaderi mi, yoksa nedenini keşfedemediğimiz bir yeteneksizlik mi?
Bizim toplum entelektüel kurumlaşmasını gerçekleştiremedikçe teklemek zorundadır. Bu benim kişisel görüşüm.
Bence sorunumuz teklemenin varlığından çok, neden bu kadar geri kaldığımızı anlamak iradesini gösterememek.
Değerli Okurlar;
Bilgili ve Zeki insanları ülke yönetimine getiremediğimiz için, Türkiye’nin başı dertten kurtulamıyor. Bilgi ve zekâ eksikliğine bir de ihanet tohumu eklenince, ülke planlı olarak adım-adım bölünmeye doğru götürülmeye başladı.
Hangi vicdan, Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanını mahkûm etmek için, PKK Terör örgütünün ikinci adamını “gizli tanık” olarak kullanılmasını kabul edebilir?
Hangi vicdan, Türk gençleri Suriye’de can verirken Suriyeli gençlerin Türkiye’de
eğlenmelerine razı olabilir?
Hangi vicdan, Ordu Komutanlığı yapmış Orgeneral Hurşit Tolon’un, Zirve Yayıncılık davasına karıştırılmasına rıza gösterebilir?
Hangi vicdan, yeğenini para karşılığı pazarlayan, hırsız- katil bir meczup’un verdiği yalan ifadeyle TSK’nin kahramanlarının suçlanmasına sessiz kalabilir?
Hangi vicdan, cemaatin polislerinin göz göre göre insanları, sahte düzmece delillerle hapse attırmalarına “evet” diyebilir?
Hangi vicdan; Hırsızlar, Cemaat-Tarikat artıkları devletin önemli koltuklarını doldururken, sadaka paraları ile milleti dolandıran arsızlar devletin tepelerindekilerle kol kola-kucak kucağa gezerken, aydınlar-bilim adamları-gazeteciler-yazarların suçsuz yere hapiste tutulmalarına sessiz kalabilir?
Hangi vicdan, cehalet ve inat uğruna ülkesinin 130 Milyar Dolarını bir yılda eriten siyasetçiyi kabul edebilir?
Eğer bir toplum kendi geleceğine sahip çıkmaktan korkuyor, yaşananları başını kuma gömmüş gibi görmezden geliyorsa, o toplumun daha çok göreceği vardır.
Bilgi; Yok / Zekâ; vasatın altında/ Görgü; Ara ki bulasın/Entelektüel birikim; Sıfır.
Kabadayılık; Var/Küfür; Var/Yalan söylemek; Var/Yolsuzluk; Bol-Bol Var!
Not;
Yeni yılın sağlık, huzur, barış, bereket getirmesini temenni ederim…
Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Aralık 2020
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
Hangi vicdan kozmik odanın açılmasına emir vererek devletin en mahrem sırlarının emperyallerin eline geçmesine sebep olur.
KOKUŞMUŞ VE ÇÜRÜMÜŞ BİR YÖNETİM TARZINDAN ÇARPICI ÖRNEK:
ÜLKENİN MEDAR-I İFTARI MERVE KAVAKÇI!
1999 Yılında mecliste başörtüsü krizi ile gündeme gelmiş Merve Kavakçı’nın bilmediğimiz maharetleri.Merve Kavakçı 1988 yılında Ürdün asıllı ABD vatandaşı Ali Ahmet Abushanab ile evlenmiş. Bu evlilikten Fatma Gülhan ve Mariam isminde iki kızı olmuş.1993 YILINDA BOŞANMIŞ. 2019 Yılında medyaya bir haber düştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merve Kavakçı’nın kızı Mariam’ı Cumhurbaşkanlığı danışmanlığına atadı!…Derken birkaç gün sonra diğer kızı Fatma Gülham da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı yapıldı.
Bi,tmedi…Merve Kavakçının kız kardeşi Ravza Kavajçı Kan, AKP Genel Başkan yardımcısı ve milletvekili idi. Merve Kavakçı’nın yeğeni, Ravza Kavakçı Kan’ın kızı Erva Kan da Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinde Proje direktörü olarak çalışıyordu.
Merve Kavakçı’nın eniştesi Osman Kan ise, Sağlık Bakanlıuğına bağlı ‘Türkiye Hudut ve Sahiller Genel Müdürü’ olarak görev yapıyordu.
Merve Kavakçı’nın diğer kız kardeşi Elif Kavakçı ise Cumhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan’ın moda tasarımcısı olarak görev yapıyordu.
Kısacası, ‘’Kavakçı sülalesi’’ varlıklarını Saray’A yerleştirmişti.
CENDERE Sayfa 258
Ben buna, ülkeye hizmet için yanıp tutuşan aile derim!
BİR DİĞER ÖRNEK:
**Okudukça şaşırıyorum, siz de şaşırın!..**
TÜRKİYE SENİNLE GURUR DUYUYOR İBRAHİM KALIN!
Wikileaks, Stratfor’un ( Stratfor, 1996 yılında Austin, Teksas’ta kurulmuş bir Amerikan araştırma grubu ve yayıncıdır. Stratfor’un iş modeli, Stratfor Worldview’e, çevrimiçi yayınına bireysel ve kurumsal abonelikler sağlamak ve kurumsal müşteriler için istihbarat toplama yapmaktır) arşivini yayınladı.Türkiye’deki kaynaklarını öğrendik. Meğer Stratfor’un Türkiye’deki kaynaklardan biride SETA (Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı,) nın kurucu başkanı İbrahim Kalın’mış!
Gölge CİA nın Türkiye uzmanı Reva Bhalla’nın 10.Mart.2010 da Başbakanlık ofisinde İbrahim Kalın’la görüştüğü belgelerde vardı. Stratfor Direktörü George Friedman’ın İbrahim Kalın’a ‘’Gülen hareketi ile aramızı düzeltmemize yardım et’’ ricasını Kalın’ın yerine getirmesini de…
31.Mayıs.2010 da Friedman eşiyle istihbarat toplama gezisi için Türkiye’ye geldiğinde altlarına araba ve şoför ayarlayan bile İbrahim Kalın’dı. Friedman 14.Eylül.2010 tarihli e-postasında İbrahim Kalın’dan şöyle bahsediyordu.
‘’Bu adam büyük bir kaynak… bu adamla kurduğum ilişki ve yaptığım görüşme kesinlikle gizli kalmalıdır.’’
Bu gün fişleme yapan SETA’nın kurucusu Kalın’ın Stratfor’a gönderdiği bir e-postada anlattığına göre Kalın, Türkiye’de medyaya ‘Gölge CIA’ lehine haber yaptırıyor ve bunu ‘’dostlarına’’ şöyle bildiriyordu.
Sevgili George ve Kamran; bazı medya kuruluşlarına Stratfor’un Türkiye ve Balkanlar hakkındaki raporunu haber yapmalarını söyledim ve ürettikleri haberlerin linklerini aşağıda gönderiyorum İbrahim!
Bir zamanlar Washington’da ABD ofislerinden, Fettullahçıların kurumlarından çıkmayan İbrahim Kalın…
FETÖ’nün para aktardığı Georgetown Üniversitesinin 2009 yılında hazırladığı ‘’EN ETKİLİ 500 MÜSLÜMAN’’ listesine Fethullah Gülen’i 13. Sıradan sokan İbrahim Kalın!…
Kavga başlayana kadar FETÖ’nün Today’s Zaman’da yazan İbrahim Kalın!…
Şimdi ise Cumhurbaşkanı Sözcüsü olan bu İbrahim Kalın!
Bilgi birikimi,liyakat olmadıkça,o göreve atanan kişilerin devlet yararına bir hizmet yapamayacakları herkesçe bilinir.Bu konu Kurandaki ayetlerle de açıklanmış olmasına rağmen,biz ve ötekiler diye ayırım yapıp halkı bölenlerin amacının, ülkenin yararına olmasını beklemek saflık olur.UYUYAN bu halkın kış uykusundan uyanma zamanı gelmiştir ve de geçmektedir.BOP uyarlaması süratle gerçekleşmektedir.Bir sabah uyandığımızda İsrail’in bir eyaleti olduğumuzu görmek(Allah korusun!) şaşırtmasın kimseyi….
Saygılarımla.