DOĞRU PARTİ NEDEN KURULDU (1)
Türkiye’de 116 parti var. Bugün itibarıyla 20 adedi seçime katılma hakkına sahip. Bu 20 partiden 15’i ise sadece tabela partisi konumunda. Ne teşkilatları var ne dayandıkları bir oy tabanı! Çoğunun, ülkedeki sandık sayısı kadar oyu yok! Hiçbiri tek başına seçime katılamaz.
DOĞRU Parti şu ana kadar 62 İl ve İlçelerinde görevlendirme çalışmalarını tamamladı. İlçe ve İl kongrelerini büyük katılımlarla yapıyor. Önümüzdeki ay sonunda yapacağı Büyük Kongresiyle de “Seçime Katılma Hakkını” kazanmış partiler arasında yerini alacak. Hem de tüm engellemelere, provokasyonlara rağmen, sadece Türk Milletinin verdiği güç ve destekle bu hakkı almış olacak.
Türkiye gerçeklerini, yakın tarihini, emperyalist ülkelerin Türkiye üzerindeki planlarını, dünya ve bölge siyasetini inceleme ve öğrenme fırsatını bulamayan dostlarımız bize hep şunu sorarlar;
“Bu kadar parti varken, neden siz de bir parti kurdunuz?”
DOĞRU Partinin Kurucular Kurulunda aldığı kararı şudur;
“Hiçbir DOĞRU Partili, makamı ne olursa olsun asla Türk Milletine yalan söylemeyecektir! Bu suçu işleyenin, parti ile ilişkisi derhal kesilir.”
Açıklamalarımızı bu bakışla değerlendirmenizi rica ediyoruz.
DOĞRU Parti Neden Kuruldu?
-Mevcut muhalefet partilerinin hiçbiri ne tek başlarına ne de kısmi ittifaklar kurarak, AKP’yi seçimde geçemezler! Genel Seçimler-Yerel Seçimler-Referandumlar olmak üzere, son 15 seçimde geçemedikleri gibi!
Eğer Türk Devleti, İhvancı Yobazlar eliyle, emperyalist kurguyla çökme noktasına getirilmişse, eğitim tarikat-cemaatlere teslim edilmişse, Merkez Bankasının dibi delinmişse, ülkemiz kaynakları 9 Milyon Suriyeliye peşkeş çekilip, demografik yapımız tahrip edilmişse, devlet bizzat AKP tarafından soyuluyorsa, baş suçlu AKP’dir. Ama AKP kadar, muhalefet partileri de engelleme ve halkı bilgilendirme görevini yapmadıkları için suçludur.
AKP’ye kurucu üye olan, tek oğlunun nikah şahidi olarak Erdoğan’ı seçen, Türk Amirallerine “ZEVZEK” diyen, cemaat ve istihbarat örgütleriyle ilişkileri şaibeli olan, tutuklanan 80-85 yaşındaki Orgeneraller için tek laf etmeyecek,
İYİ Parti lideri mi, AKP’yi sandıkta yenecek?
Tüm dünya parlamentolarında “YASAKLANMIŞ” etnik milliyetçilik tartışmalarını TBMM’ne taşıyacağını söyleyen, PYD terör örgütü sayılamaz diyen, Atatürk’ün “Dersim Katliamcısı” olarak suçlanması yanlışını savunan, Türk Devletine “ŞEREFSİZ” diyen Ahmet Kaya ile helalleşeceğini söyleyen fakat haksız yere tutuklanan Atatürkçü Paşaları savunmayan CHP lideri mi AKP’yi sandıkta yenecek?
Ülkesini karşılıksız seven insanlar olarak bu gerçekleri görmezden mi gelecektik?
Susup, kenarda durup Türk Milletinin yeni bir maceraya sürüklenmesini mi bekleyecektik?
İşte DOĞRU Parti, Cumhuriyetin değerlerini yeniden Türk Devletinde hakim kılmak, “Türk Devletinin Türk Milletinin Türk Ordusunun, Demokrasi ve Özgürlüklerin düşmanı” olan AKP’yi demokratik yolla sandığa kilitlemek, hesap sormak ve emperyalist tuzakları bozmak için kurulmuştur.
Bizler, siyasi beklentilerimizi vatan sevgilerimizin ve aklımızın altına almayı başarmış kişileriz. Bizler, 2021 yılının silahsız Kuvvacılarıyız. Tek önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür…
CHP ve İYİ Parti, ikisi de Cumhuriyetin önemli kurumlarıdır. Örgütler ile yöneticileri arasında milli konularda farklı düşünceler vardır. Gövde ile baş arasında milli konularda faklı düşünceler hakimdir.
Tabii ki, bunlarla ülke yararına ittifak da yapılır, destek de verilir.
Tek şartla; Atatürkçü çizgiden ve Milli menfaatlerimizden bir milimetre ayrılmamaları şartıyla.
DOĞRU Parti, mayasında haram bulunan televizyon programlarına KATILMAZ!
İngiliz tefecilerinin televizyonlarına da KATILMAZ!
Diğer televizyonlara da, Büyük Kongresinden sonra katılacaktır.
Biz Türk Milletinin ayağına gidiyoruz ve örgütleniyoruz. Tıpkı Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı öncesi yurdun tüm şehirlerinde “Reddi İlhak” Cemiyetleri kurarak örgütlendiği gibi!
DOĞRU Parti kesin kararlıdır!
Adalarımızı Yunan’a peşkeş çekenlerden, Türk Ordusu düşmanlarından, FETÖ’culara Hazine ve Maliyemizi teslim edip, 80-85 yaşındaki generallerimizi zindana atanlardan, Orduevlerini Katarlılara açıp kendi generallerimize kapatanlardan, Türk Milletinin hakkını Suriyeli-Afganlı militanlara peşkeş çekenlerden, Türkiye’yi Kara Para- Teröre Destek Veren ülke-Uyuşturucu Merkezi yapanlardan, Federasyoncu-Eyaletçi olduklarını söyleyen AKP artıklarından Türk Tarihi, Türk Milleti ve hukuk önünde mutlaka hesap soracaktır…
Yarın, bu konuya devam edip, küresel güçlerin ve yerli-milli (!) işbirlikçilerinin Doğu ve Güneydoğu’daki oyunlarını konuşacağız…
Sağlık ve başarı dileklerimle 13 Aralık 2021
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
Sayın Serdaroğlu,
Siz, 60 milyon seçmenin oy verdiği partilere ve liderlerine “hakaretlerle dolu olarak” her yazınızda “hem siyaset, hem liderlik dersi” vereceksiniz, bu “had aşmak, onları ve partilerini yönlendirmeye çalışmak” olmayacak… Ama, Ben “67 yıllık gazeteci olarak” kullandığınız “bu çirkin üslubu eleştireceğim” bu, “had aşmak ve ‘nereden çıkardınızsa’ Partinizi yönlendirmek” olacak; öyle mi?..
Hadi canım siz de…
Bir de iz’ansızca, “Yazımı GÖZLEM Gazetesi’nde yazdığım halde” bana “Türkiye Gazetesi Yazarı” diye hitap etme, cinliğini göstereceksiniz”; yazıklar olsun…
Ben, Tercüman Gazetesi kapandıktan sonra, İstanbul’da Tercüman’ın spor müdürüyken beraber çalıştığım arkadaşlarım Türkiye Gazetesi’nin spor servisine geçince”, bana “Bize yazar mısınız” dediklerinden beri”, Türkiye Gazetesinde 30’dan fazla yıldır yazıyorum.
Ve o günlerden beri gelen giden iktidarların spordaki hata ve yanlışlarını yazageliyorum, yazılarımın noktasına bile dokunulmuyor… Ulusal gazetelerin “en hür” spor sayfası… Nice bakanlar şikayet ettiler; “Uluç’un yazılarına dokunulmadı”; böyle bir spor sayfasını nerede bulacaktım?..
Tercüman İzmir Temsilcisi iken, Belediye Başkanı idiniz, milletvekili oldunuz, bakanlıklar yaptınız, “iyi yazarken” dosttuk. Parti kurmadan, çalışmalarınız devam ederken, GÖZLEM’de yazdıkça da dosttuk…
Ama, “yanlışınızı, hatanızı yazınca” birdenbire “dostluğu inkar edecek” kadar “180 derece dönüş histerisi” göstermeye kalkıştınız.
Anlıyorum ki, “Dost acı söyler” atasözünden de bir ders almamışsınız…
“Dosttan da, dostluktan da anlamıyor” ve ne yazık ki, “bu anlayışınız” ile “Kırk Haramiler” ihanetinizden beri hiç değişmediğinizi ortaya koyuyorsunuz…
Onun için, küçülen partilerinizde “adı sanı bilinmeyen” bazı siyasetçilerle girdiğiniz “parti genel başkanlığı yarışlarını” bile kaybettiniz.
Şimdi de, onca gayretinize rağmen, kamuoyu yoklamalarında “yüzde 0.1 bile” yoksunuz!…
Halbuki, “sizin gibi bir tecrübeli siyasetçi” 6’lı Masa’da “7’nci olarak” oturabilirdi…
Kendinize de yazık ettiniz, onca çaba ve gayretle kurduğunuz partiye de…
Şunu iyi biliniz ki, hiç sanmıyorum ama, “zaman ve zemin” zorunlu kılarsa sizin deyimizle “haddimi aşarak, size ve partinize yön vermeye devam edeceğim!..”
Makul, mantıklı ve haklı eleştirilerimi , “böylesine haksız ve çirkin deyimlerle damgalayarak”, durmadan yazdığınız “demokrasi / hak / hukuk / basın özgürlüğü” tekrarlarınızda “ne kadar samimi(!) olduğunuzu” da gösterdiniz, devam edin!…
Saygılarımla…
Öcal Uluç
++++++++
Sayın Öcal Uluç,
Siz düşüncelerimden ve inançlarımdan dolayı beni eleştirme hakkına sahipsiniz,
ama ben size gerçekleri yazdığımda, hakaretlerinize devam etme hakkını kendinizde bulacaksınız. Bu hakkı nereden alıyorsunuz, bilmiyorum. Siz eleştirilmez veya dokunulmaz mısınız? Siz kendinizi ne sanıyorsunuz da bana ve DOĞRU Partiye ayar vermeye çalışıyorsunuz? Ayrıca hiç bir ankette (Anketler seçime girme hakkını kazanan partilerle yapılır. Temmuz ayından sonra DOĞRU Parti da anketlerde yer alacak) yer almadan, bizim oy oranımızı nasıl biliyorsunuz ki?
Siz kendi okunma oranınız ile karıştırdınız herhalde.
Ayrıca neden sürekli olarak bana ve DOĞRU Partiye saldırıyorsunuz ki!
Anayasamızın ilk 6 maddesine sahip çıkmamız mı sizi incitti?
İkinci bir remi dil isteyen Davutoğlu’na, eyaletlere bölünmemizi isteyen Babacan’a, FETÖ’cu olduklarını kendileri söyleyen İYİ Partililere, Said-i Nursi’yi lider kabul eden Uysal’a, etnik kökene ve inanca göre parti kurulması deklarasyona imza koyan Kılıçdaroğlu’na tek söz söylemeyeceksiniz, ama her fırsatta bize hakarete varan yazılar yazacaksınız.
Size önerim şudur;
Türkiye Gazetesinde, yazıyor musunuz? Yazmıyor musunuz?
30 yıldan fazla Türkiye Gazetesinde yazdığınızı kendiniz söylüyorsunuz. Utanacağınız, Laik Cumhuriyete karşı “IŞIKÇILAR Tarikatını” kuran bir gazetede
neden yazıyorsunuz?
Üslubunuza lütfen dikkat edin. Ben darbelere karşı mücadele etmiş biriyim.
Siz benim siyasi rakibim değilsiniz. Aklınızı kendinize saklayın ve yazılarımı okumayın. Saygılar RS