Cumhur’un Başının takımı Kasımpaşa Spor Kulübü ile Türkiye’nin en zengin adamlarından İ.Melih Gökçek’in takımı Osmanlı Spor Kulübü işbirliği kararı aldılar.
Bu gruba, Kasımpaşa SK’ nün mutlak ve değişmez sahibi Recep Kaptan’ı, tüm varlıklarının ve siyasi geleceklerinin garantisi olarak gören diğer takımlar derhal katıldılar.
İstanbul Belediyespor, TOKİSPOR, Havuzspor, Sıfırlamaspor, İmralıspor, Barzanispor, Denizfenerispor, Gemicikspor ve Lobispor bu grupta yer aldıklarını ilan ettiler…
3 dönemdir Emeklispor SK’de ilk onbir de devamlı olarak oynayan ve kendileri ile yeni mukavele yapılmayacağını, yani kapının önüne konacaklarını öğrenen yaşlı profesyonel futbolcular bu gruba katılmayı reddedip, ayrı bir grup kurmaya başladılar.
Başlarına, bir türlü sahaya inmeyen ama ortalığı karıştırmakta çok usta olan Huberspor’dan Apo’yu getirmek için çalışmaya başladılar.
Takıma, Ahmet Yesevi’den Ahmed-i Sani’ye kadarki yelpazeden oyuncular alan ve hayal âleminde gezerek karnının doyacağını sanan Konyahocaspor başkanı Boduroğullarından Ahmet ise, yalı kazığı gibi dımdızlak tek başına kaldı…
Arap Kürt Parsacılar ligi alt üst olmuş, çarşı-Pazar karışmıştı.
Bundan sonra neler olacağını kimse bilmiyor ve herkes merakla birbirinin suratına bakıyordu!
Bundan sonra ne olacaktı?
Şikesiz, rüşvetsiz, kavgasız, dürüst, rakibine saygılı ve uygar bir ortamda maç yapılabilecek miydi?
İnsanlar huzur içinde maçlar seyredebilecekler miydi?
“Adam çok hasta imiş! Eşi, çocukları adamcağızı hangi doktora, hangi hastaneye götürseler kâr etmemiş. Hacılara, hocalara, üfürükçülere dahi gitmişler, sıfıra sıfır elde var sıfır…
Çaresizlik içinde kıvranırlarken, Almanya’dan gelen yeğenleri “İstanbul’da bir doktor var, adam Hızır gibi, ölüyü bile diriltir” demiş.
Bir ümittir diye, doktoru özel uçakla getirtmişler. Doktor hastayı muayene ederken, hastanın eşi sormuş; ‘Doktor Bey, kocama ne yedireyim? Ne yerse iyi gelir?”
Doktor, muayenesini bitirip kadına dönmüş ve demiş ki; Bak Hanım, hasta ne isterse verin yesin, adamın içinde kalmasın. Çünkü bu baş, bu yastıktan kalkmaz, boşuna uğraşmayın…”
Bu Arap Kürt Parsacılar kadar yolsuzluğa bulaşmış, boğazına kadar harama gömülmüş, milyonlarca insanın ahını almış, defalarca kul hakkı yemiş, ülkeyi ve insanları borca batırmış bir lig de ne maç oynanır, ne de maç seyredilir.
Bu ligi tümden kapatıp, yeni bir lig başlatmak gerekir. Çünkü bu baş, bu yastıktan kalkmaz.
Bunu da yapsa yapsa sadece Türk Milleti yapabilir. Başka hiçbir güç yapamaz…
Bizlere düşen, gerçekleri Türk Milletinin her ferdine tekrar-tekrar anlatmaktır.
Sandık seçmen listelerinde adımızı bulacağız. Sandığa mutlaka gideceğiz. Akraba-dost-arkadaş-komşu-tanıdık kim varsa onları da sandığa gitmeye ikna edeceğiz. Gerekirse götüreceğiz. Şikecilere, avantacılara ve bölücülere oy vermeyeceğiz. Sandığa ve oyumuza namusumuz gibi sahip çıkacağız.
İşin özü BİR GÜN çalışacağız. Aydınlık, çağdaş, zengin, gelişmiş ve kalkınmış bir Türkiye’de kardeşçe yaşamak için, BİR GÜN olsun çalışmalıyız.
Haydi, şimdiden çalışmaya. Önce çevremizden başlayalım…
Sağlık ve başarı dileklerimle 27 Mart 2015
Rifat Serdaroğlu
TAKIMLAR HAZIR