Türk Devleti, İhvancı AKP tarafından 18 yılda “Cumhuriyet Değerleri” rotasından saptırıldı. Dümeni kırık bir gemi gibi bir bilinmeze doğru sürüklenmeye başladı.
Buna mutlaka son verilmeliyiz. Türk Milleti olarak başarabiliriz. Daha önce ve çok zor şartlarda başardık, yine başarırız. Önerilerimizi bu yazıda, başarabilme şartlarını da yarınki yazıda sunmaya çalışacağım.
21. Yüzyılda Türk Devletinin “Resmi Hedefleri” geniş bir uzlaşma ile belirlenmeli, siyasetçilere-resmi sivil bürokratlara- aydınlarımıza-üniversitelerimize ve sivil toplum kuruluşlarına, bu resmi hedeflerin nasıl korunması gerektiği bir “Milli Görev” olarak anlatılmalıdır.
Geliştirilmeye açık düşüncelerimiz;
-Türk Devleti, Laik- Üniter bir devlet olma vasfını mutlaka korumalıdır.
-Türk Devleti, hür ve çağdaş dünya ile işbirliği içinde olmalıdır.
-Türk Devleti, Atatürk’ün anayasal vatandaşlık ve anayasal vatanseverliğe dayanan ulus anlayışına bağlı kalarak, ırk-din-dil-mezhep-cinsiyet temelinde hiçbir ayrımcılığa geçit vermeden, vatandaşlarının bireysel hak ve özgürlüklerden en geniş biçimde yararlanması için gereken şartları yaratmalıdır.
-Türk Devleti, Atatürk’ün en anlamlı miraslarından biri olan kadın-erkek eşitliğini koruyarak, Türk Kadınının ekonomik-toplumsal ve kamusal hayattaki konumunu daha da güçlendirmelidir.
-Türk Devleti, Cumhuriyetle birlikte başlayan evrensel hukukla bütünleşme sürecini kararlılıkla sürdürmelidir.
-Türk Devleti, kapsamlı bir devlet reformunu derhal tamamlamalıdır. Çağın gereklerine uygun bir anayasal reform-Siyasi Partiler Yasası-Seçim Yasası ve TBMM İçtüzüğü çalışmalarını bitirmelidir.
-Türk Devleti, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında etkin bir devlet olmak için, savunma gücünü yeni yatırımlarla geliştirmelidir.
-Türkiye, gelir dağılımını mutlaka düzeltmeli ve vatandaşlarının tümünü sosyal güvenceye kavuşturmalıdır.
-Türk Devleti, enerji sektörüne yatırım yapmalı, coğrafi konumundan yararlanarak gerçek bir enerji terminaline dönüşmelidir.
-Türk Devleti, en büyük projesi olan GAP’ı süratle tamamlamalı, DOP (Doğu Anadolu Projesi) ve KOP (Konya Ovası Projesini) gündemine almalıdır.
Tarımda verimliliği arttırarak, çok önemli bir güç olan, “Küresel Gıda Güvenliğine” katkıda bulunacak güce erişmelidir.
-Türk Devleti, nüfus artışını %1’lerde, ortalama büyüme hızını da %5’lerde tutabilmelidir.
-Türk Devleti, Cumhuriyetin en önemli projelerinden olan Üniversite Projesini geliştirmelidir. Üniversitelerin özerk yönetimlerinde, bilimsel araştırma-geliştirmelerde Avrupa standartları yakalanmalı ve toplum süratle bilgi toplumuna dönüştürülmelidir.
-Türk Devleti, kültür alanında hamle yaparak, evrensel uygarlığın gelişimine katkıda bulunmaya devam etmeli ve Anadolu’nun gerçek tarihini-kültürünü- zenginliklerini dünyaya sunmalıdır.
Gelecek nesillerimizin zengin ülkelerin kölesi olarak değil de, tarihimize yaraşır şekilde başı dik saygın bir devletin, barışçı ve çağdaş bireyleri olarak yaşamalarını arzuluyor isek, bunları başarmalıyız.
Yapabiliriz. Daha önce yaptık. Yeter ki kendimize güvenelim ve çalışalım…
Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Mayıs 2020
Rifat Serdaroğlu
Atatürk’ü anma, gençlik ve spor bayramımız kutlu olsun… DOĞAL GAZ, konusunda C. B. nın haberi dahilinde MİLLET, KANDIRILIP kandırmadığının kendisine sorulması konusunda bir yazı yazmanızı öneriyorum. Tüm AVRUPA’ya doğal gaz satan RUSYA’ya en yakın ÜLKE olmamıza rağmen TÜRK MİLLETİNE NEDEN o uzak AVRUPA ülkelerinin 2.5 misli daha PAHALI RUSYA DOĞAL GAZI fatura EDİLİYOR? SEVGİLER ve SELAMLAR NAMIK BAŞAĞA
Tesekkur ederim Hurmetlerimle
19 Mayıs Bayramımız kutlu olsun.Hedefleriniz çok doğru, Tüm ülkelerle barışık ve Tam bağımsız ülke hedefini de koymamız lazım..Zira sözde müttefiklerimiz (!) Müttefik olmanın gereği olsa gerek, terör örgütlerine 100 bin TIR silah yığdılar.Bu şartlarda dostumuzu düşmanımızı iyi seçmeliyiz.
Bu gün Atatürk’ün gençlere armağan ettiği 19 Mayıs. Hepimize kutlu olsun. 101 yıl geçti,bu kafalar sözde seçme ve seçilme yaşını 18’e indirdi ama hiç bir yerde yetki,görev vermedi. Sadece görüntü! Yazdığınız öneriler ‘ORTAK AKIL’ yönetimlerinin işidir. Ülkemizde her şey tek kişinin ağzından çıkarsa daima ve istisnasız geri gideriz, zayıflarız, hep kaybederiz!
S. Rifatoglunun 1 Mayisla ilgili görüsünü merak ediyorum . Çünkü ogün birsey yazmadi.?