GERÇEKLER PEŞİNİZİ BIRAKMAZ (2)

Anayasa Mahkemesinin itibarını, eski zaman kadısından daha düşük seviyeye getirdiniz!

Uluslararası Mahkeme kararlarını kendi yargı kararlarımızdan daha üst tutacağımızı TBMM’de kabul edip Anayasamıza işlediğimiz halde, bu taahhüdümüze uymadığınız için, Türkiye’nin artık Hukuk Devleti olmadığını tüm dünyaya ilan ettiniz.

Her 10 kişiden 7’sini borçla yaşar hale getirdiniz. Yoksulluk oranını %21,3’e çıkarttınız.

Türkiye’nin en kıymetli asetlerini Varlık Fonunda topladınız. Fon 1 Milyar Avro zarar etti.

Tüm ihracat tutarımız 170 Milyar Dolar iken, 126 ülkeden 113 Milyar Dolarlık tarım ürünü ithal edip, hem Türk Çiftçisini hem de dövizlerimizi bitirdiniz.

Cehalet ve ihanetle Merkez Bankası döviz rezervlerini bir yılda 130 Milyar Dolarımızı erittiniz.

AKP’nin 19 yıllık iktidarı sonundaki ülke gerçeklerinden birkaç örnek sunduk.
Bunlar AKP’nin yargılanmasını gerektirecek eylemleridir.
Peki, AKP’nin suçları sadece bu kadar mı? Elbette ki hayır! AKP’nin öyle ağır suçları var ki, herhangi bir hukuk devletinde bu suçları işleyen parti anında kapatılır! O halde;

AKP KAPATILMALIDIR;
AKP, Anayasa Mahkemesi tarafından 31 Temmuz 2008 yılında Başbakan ve AKP Genel Başkanı Erdoğan yönetiminde iken, “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu gerekçesiyle 11 üyenin 10’unun oyu ile, Hazine yardımının kesilmesi cezasına çarptırılmıştı.

AKP yöneticilerinden çoğunun daha önce görev yaptığı “Milli Görüş” kökenli partilerin tümü, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı!

AKP 19 yıllık iktidarı boyunca, defalarca “Anayasa İhlal” suçu işlemiştir.
Cumhuriyetin tüm değerlerini ortadan kaldırarak, T.C Devletini şeriat hükümlerinin geçerli olacağı bir din devletine dönüştürme çabaları gözle görülür bir halde sürdürülmektedir.

AKP; FETÖ diye adlandırılan Fethullah’çı Silahlı Terör Örgütü ile işbirliği yaparak, 11 yıl boyunca FETÖ militanlarının devletimizin en hassas birimlerine yerleştirilmesine göz yummuş, özellikle Yüksek Yargı’yı büyük ölçüde FETÖ’ya teslim etmiştir.

AKP’nin FETÖ ile işbirliği yaptığı, örgüte yardım ve yataklık ettiği, bizzat AKP Genel Başkanının, Bakanlarının, parti yöneticilerinin, milletvekillerinin beyanlarıyla sabittir.

FETÖ ile beraberce yaptıkları her eylemi, ortaklığı, kendince bir tarih koyup “Bundan öncesi araştırılmaz, milat 17/25 Aralık 2013’tür. Rabbim ve milletim beni affetsin” diyerek kendisini ayırmak, hiçbir hukuk sisteminde kabul edilemez.

CIA maşası FETÖ ile beraber, Türk Ordusuna karşı yapılan kumpas, tek başına AKP’nin kapatılma gerekçesidir.

Gerek Sayın Bahçeli’nin gerek MHP üst yöneticilerinin 2015 yılındaki basın toplantılarında söyledikleri de, bu konuda Türk Yargısının elini çok kolaylaştıracaktır.

Değerli Okurlar;
Eğer Türkiye’de Anayasa yürürlükte ise, eğer demokratik Cumhuriyet hala geçerli ise, eğer makamı mevkii ne olursa olsun kimse Anayasa’da verilen yetkilerinin dışına çıkamazsa, eğer Türk Milletinin verdiği yetkiyi ve parayı kullanıyorsa hesap vermek zorundadır.
“Hesap vermek” korkulacak bir şey değildir. Aksine çok rahatlatıcı bir duygudur.
“Bakın, ben hesabımı verdim. Alnım ak başım dik” diyebilmek kadar onurlu ve güzel bir duruş olabilir mi?
Bu duyguyu başta Erdoğan olmak üzere tüm AKP’li yöneticilerin de yaşamaları benim samimi temennimdir…

Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Ocak 2021
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı