HSK NE YAPSIN?
HSK (Hakim Savcılar Kurulu) Viranşehir Cumhuriyet Savcısı Eyüp Akbulut’u görevden uzaklaştırdı!
Savcı ne demişti;
“Pandemi gerekçe gösterilerek, GENELGE ile konulan yasakların tümü yasadışıdır ve Anayasa’ya aykırıdır!”
Savcının söyledikleri doğru mu?
Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir Hukuk Devleti ise, Anayasa halen yürürlükte ise, Anayasanın 13’ncü maddesi orada duruyorsa, Savcının söyledikleri DOĞRU, HSK’nın yaptığı yanlıştır.
Anayasa Md 13;
Temel hak ve hürriyetler, ÖZLERİNE DOKUNULMAKSIZIN yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ANCAK KANUNLA SINIRLANABİLİR. Bu sınırlamalar, Anayasanın özüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz!”
GENELGE nedir;
Genelge, bir Bakanın veya Bakanın onayı ile bir Genel Müdürün, emrinde çalışan personeline verdiği talimattır. Genelge ile vatandaşa yasak koyulamaz.
Şimdi, HSK ne yapsın?
Bir tarafta Anayasa var! Diğer tarafta ise SARAY!
HSK, Anayasa’ya uysa, Saraydan ve tarikat liderinin elini öpen Adalet Bakanından gelen talimatı kurban etmiş olacak!
HSK, Anayasaya uymasa ve Sarayın emrini yerine getirse, hukuku kurban etmiş olacak!
HSK, Sarayı ve Bakanı dinlemezse ne olur?
Ne olacak? HSK üyeleri bir daha o koltuğu rüyalarında bile göremez!
Anayasayı çiğnerse ne olur?
Vicdanlar körelmişse, koltuklar ve ayrıcalıklar korunmuş olur!
Nasılsa, ülkedeki Hukuk Fakültelerinin, AKP’li Barolar Birliği Başkanının ve STK’ların omurları alınmış, hiçbiri dik durmayı becerememiş, “Meslek Onuru”- “Evrensel Hukuk Kuralları”- “Dürüstlük” gibi ilkeler unutulmuş!
O zaman vur bıçağı Hukukun başına!
Görevinden uzaklaştır doğruları söyleyen Savcıyı!
Sonra hüküm verirken, “Türk Milleti Adına” diye yazdırın kararınızın başına!
Değerli Okurlar;
Bu konuda Prof. Dr. Kemal Gözler ’den başka Türk Kamuoyunu açık ve net bir şekilde bilgilendireni görmedim. Ben de 16 Mayıs’ta, Prof. Gözler ’in yazısından alıntı yaparak duyurmaya çalıştım. Bu ikinci yazım!
Hukuk ve Üniversite toplumundan “Kurumsal bir açıklama” göremedim…
Demokrasi ve Hukuk, öncelikle ve mutlaka sahip çıkılması, korunması gereken kurumlarımızdır.
Bir ülkede, hukuk katledilir ve adalet ölürse, oradaki insanlarının hiçbirinin “Can-Mal-Teşebbüs” özgürlükleri kalmaz!
Haa, bunlar olmazsa yaşanmaz mı?
Yaşanır tabii ki! Ama beygir kıçındaki sinek gibi yaşanır!
Bizler DOĞRU Partililer olarak, bu genelgelerin iptali için hukuk yoluna başvuruyoruz! Sonuç alınır mı bilemem.
Fakat, yapılan hak-hukuk ihlallerini devletin kaydına sokmuş oluruz.
Bildiğiniz gibi bundan sonraki dönemin adı, “Devr-i Sabık” yaratma dönemidir.
Not;
Vandallık nedir diye merak ediyorsanız, Rize’de Meral Akşener’e yapılan saldırıya bakın. İşte Vandallık tam de böyledir. Akşener’e geçmiş olsun, diyorum!
Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Mayıs 2021
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
Rıfat Serdaroğlu 
Doğru Partimizin Değerli Genel Başkanı Sayın Rifat Serdaroğlu
(Yukardaki düşüncelerinize tamamen katılıyorum. Bu yazımın amacı acil bir önerimi size iletmek.)
Takdirle izlemekte olduğum çalışmalarınıza rağmen ülkemiz bu seçimlerde Cumhur ittifakından kurtulamazsa Abdülhamit dönemini arar hale düşer. Endişemin kaynağı, yapıcı işbirlikleri oluşturamamada şu acı deneyimimiz: Mart 1994 de ikisi de yetenekli ÖDTÜ hocası Prof. Rüştü Yüce ve Prof. Ali Dinçer, Ankara Belediye Başkanlığına SHP ve CHP den aday oldular. Biz meslektaşları ne gerekirse yapıp ikisinden birinin çekilmesini sağlayabilseydik, diğeri Melih Gökçek in önüne geçerdi. Maalesef vakit yetmedi ve sonuç Ankara için milyarların, yılların israfı ve kaybı oldu.
Dürüst olmayan partilerin Cumhur İttifakı memleketimizi bu hale getirdi. Dürüst belediyeler ortaya koymuş olan partilerin ittifakı ise zaman alacaktır, çünkü en ince noktalara kadar tartışılır, sonrasında problem yaşanmaz. Oluşturulacak ittifaklara geniş kütlelerin güvenini kazanmak ise gene büyük uğraşı ve zaman gerektirecek.
Bu nedenlerle Doğru Partimiz Merkezinin ve Teşkilatının geç kalmadan dürüst partilerle temas grupları oluşturarak acil yoğun çalışmaya girmesi, ittifaklar ve ortak çerçeveler oluşturmakta yol alması, Parti ve Türkiye için hayati önem taşımaktadır.
Doğru Partimiz için bol şans ve başarılar diliyorum.
Sevgi ve saygılarımla
Yalçın Göğüş
Yalçın Abdullah Göğüş (87) em. Prof. Dr. ODTÜ 05336303733
İnsan, halk, vatan sevdalısı hepsi de çok değerli yurttaşlar cesur savcı sayın AKBULUT’a, saygın hocamız Prof.GÖZLER’e ve üstün siyasetci – yazar sevgili SERDAROĞLU’na en yürekten tebrikler, derin saygılar, en iyi dilekler, yeni başarılar.ve özel bir ithaf :
SEN EY GÜZELLER GÜZELİ TÜRKİYE
Sen ey ezeli ve ebedi güzeller güzeli Türkiye.
Sen ey bütün gönülleri çelen ve fet’eden ülke.
Seni,biz,
Ulu ve dahi Mustafa Kemal’in Askerleri
Ve Vatan Cephesi melekleri ve erkekleri,
Çağlardır her an ölümüne sevdik, seviyoruz ve seveceğiz.
Seni,biz,
O eski ve yeni Sevr’cilere ve mandacılara,
Ve açık ve gizli haramilere ve mafyacılara,
Gericilere, yobazlara,nepotistlere ve narsistlere,
Nihilistlere,bölücülere, şövenistlere ve faşistlere
Tek bir an bile vermedik, asla vermeyiz ve vermeyeceğiz.
Sen ey bize, atalar ve ATA yadigarı ulu ülke.
Adını,biz, yazdık ve yazacağız tüm türkülere.
Gönül Pınar Atacı, 22.Mayıs.2021
Sn. Akşener in Rize ziyaretinde uğradığı organize saldırının CHP liderine linç girişiminden hiç fark yok. Cumhuriyetin gerçek liderleri ve aydınları 1923 den bugüne kadar gerici unsurların hedefinde oldu hep. MHP taraf olma rolünü tam aldı bu olaylarda. İkizdere MHP binası önünde toplanan azgın Mankurt”lar Reis’e ve ümmetciliğe ölesiye sadakatlerini sundular. Bozkurtluktan Mankurtluğa mutasyon gerçekleşmiş bile. Rize halkı, doğa tahribatı ve bu çirkin saldırıya nasıl cevap verecek ilk seçimlerde merak uyandırıyor hepimizde.
ADALET sağlanmadan devlet gücünü kullananların keyfi yönetimi düdüklü tencereyi patlatır!
Demokrasi kurallar rejimidir. Herkesin güvencesi kişiler değil, devletin kanunlarıdır.
Bunu uygulama safhasına sokmadan bir ülke abad olamaz! AKP den beklenirse mümkün değildir. Fıtratlarına uymaz. Derhal erken seçim ve geçmişin yasa dışı uygulamaların hesabını demokrasi içinde sormaktır.