11 October, 2021 04:46

TARİH TEKERRÜR ETMESİN !

Mehmet Akif Ersoy, Safahat adlı eserinin 7’nci kitabında şöyle der;
“Geçmişten adam hisse kaparmış, ne masal şey. Beşbin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?
Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

10 Kasım 1938’de Atatürk son nefesini verdiği günün ertesinde “Karşı Devrim” dediğimiz, Şer-i düzen çalışmaları başladı! O günden 06 Kasım 2002’ye kadar, olayları tahlil edemeyen her sivil siyasetçi ve darbe yoluyla yönetimi ele geçiren her Asker, İnönü’den-Demirel’e, Menderes’ten-Ecevit’e, Kenan Evren’den-Özal’a “Karşı Devrim” değirmenine kimi bilerek kimi bilmeden sadece oy kaygısıyla, su taşıdılar.

06 Kasım 2002’den bu güne Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm kurumları AKP tarafından paramparça edilmeye çalışıldı. Geldiğimiz noktada;
Anayasa ve Yasalarımız yürürlükte mi? Laik Cumhuriyetin kurucu değerleri yaşıyor mu?
Sosyal Hukuk Devleti miyiz? Ülkede Demokrasi, kişi hak ve özgürlükleri geçerli mi?
Kuvvetler Ayrılığı prensibi var mı? Anayasa-Yasa ve Geleneklerimize uyuluyor mu?

Tüm bunlar olurken;
Muhalefet Partileri gerekli tepkiyi gösterip, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkabildiler mi?
20 senede TBMM’de, Türk Milletinin aleyhine olan BİR YASAYI engellediler mi?
Üniversiteler-Aydınlar- Yüksek Yargı- Devletimizin üst düzey bürokratları-Sendikalar-TÜSİAD-TOBB-TESK-STK’lar bir kere olsun “Yapamazsın” diyerek karşı çıktılar mı?
Hiçbiri Anayasaya ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmadı. Aksine, AKP’ye yaranmak için yalakalık yarışına girdiler.

Cumhuriyetimizin kurucu değerleri ve özgürlükler için mücadele etmek, bizler gibi “kendisinden vazgeçmeyi” göze alabilmiş birkaç siyasetçi ve çok az sayıdaki vatansever gazetecinin sırtına bırakıldı!

Geldiğimiz noktayı en açık şekilde anlatmak için, TEK ADAM Erdoğan’ın geçen hafta muhalefet partilerine verdiği ültimatom yeterli olacaktır;
“ÜLKE YÖNETİMİNE TALİP OLDUKLARINI SÖYLEMEKTEN VAZGEÇMELERİ KENDİLERİ İÇİN DAHA İYİ OLUR”

Yani seçimle gelen bir fani, Türk Milletine ve tüm Muhalefet Partilerine diyor ki;
“Yönetime talip olmaya kalkmayın, kafanızı kırarım. 15 Temmuz’dan sonra 20 Temmuz’da yaptığımın daha büyüğünü yapar, tüm muhalifleri içeri atar, istersem seçim de yapmam!”
Herhangi bir demokraside bunu söyleyecek kişiyi o millet yaka-paça indirir.

Peki bizler Türk Milleti olarak ne yapıyoruz? Hiç! Sanki çalınan bizlerin, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği değilmiş gibi, film seyreder gibi seyrediyoruz!

6 Muhalefet Partisi ise “dostlar alışverişte görsün” deyişinde olduğu gibi, güçlendirilmiş parlamenter sistem (!) için biraraya gelip dağılıyorlar!
Anlatamadık ki! Siz 6 parti önce Erdoğan’ı demokratik ve dürüst bir seçime mecbur bırakacak ve onu sandıkta yenecek bir Cumhurbaşkanı adayı bulun, onu kazandıralım!
Doğru insanı seçerseniz, o Cumhurbaşkanı seçildiğinin ilk günü, KHK ile yetkilerini Bakanlar Kuruluna, TBMM’ye, Bağımsız Yargıya, devreder.
Önce Türk Devletini ve Milletini AKP belasından kurtarmamız şart. Gerisi sonra!

Bunu yapabilmek için “MİLLİ MUHALEFET’İ” “Demokrasi ve Hukuk Birliği” adı altında oluşturmamız gerek. Hepimizin yapmamız gereken önemli görevlerimiz var.
Önce muhalefet partilerinden başlamamız gerek;
CHP; Anayasamızın başlangıç kısmının ve ilk ALTI maddesinin değiştirilmemesi konusunda topluma net bir mesaj vermelidir. Sadece bir etnik grubun ve onun temsilcisi olduğunu iddia eden bir partinin dayatmasına kanıp, problemleri TBMM’ye taşımak Çözüm Süreci denen İhanet Sürecine dönmek tarihi tekerrür ettirmek olur. Bu tip sorunlarımızın çözümü, ülkemizin tamamını kapsayan “Demokrasimizin Standartlarını” yükseltmekten geçer.
Bunu başarabilirsek, tüm problemlerimiz çözülecektir.

İYİ P; Akşener, uzun yıllar TBMM Başkan Vekilliği yaptı. O dönemde bir kez olsun FETÖ aleyhine tek söz duymadık. Aksine adı “Hizmet Hareketi” olan CIA uşağı Cemaatin toplantılarına katıldığını ve FETÖ Liderine methiyeler düzdüğünü biliyoruz. Akşener, Anayasa ve Yasalarca yasaklanmış Tarikat ve Cemaatler hakkında ne düşündüğünü Türk Milletine açıklamak zorundadır.

SAADET Partisi;
Milli Görüş’ün devamı olduğunu söyleyen bir partidir. Rahmetli Erbakan İhvan Hareketinin Genel Sekreteri idi. (Kaddafi, çadırda yüzüne söylemişti) Tarikat ve Cemaatlerle, etnik milliyetçilikle ilgili düşüncelerini açıklamaları gerek.

AKP KOVALAMALARI;
Bu ikili henüz işledikleri suçların ve günahların hesabını vermediler. İkisi de Federasyonu ve etnik milliyetçiliği, Kürtçe Eğitimi savunur. Beyanları ortada!
FETÖ ile oldular, sustular. Hırsızlıkları gördüler, devletin ve milletin soyulmasını gördüler ve sustular. Cumhuriyetin eserlerini sattılar, sustular. Irak’ta-Suriye’de insanların ölümüne Müslüman kadınların tecavüze uğramalarını gördüler, sustular. Türk Milletini İngiliz Bankerlerine soydurdular yine sustular. Bu ikili, Türk Milletinden özür dilemedikçe ve AKP’nin tüm pisliklerini anlatmadıkça, “Gizli Tanık” bile olamazlar…

Aziz Türk Milleti;
Ne bu ülke ne de siyasi partiler, Genel Başkanların malıdır. Çözüm üretip, Türk Milletine sunmamız gerekir. Biz DOĞRU Parti olarak bunu yapıyoruz. Asla Türk Milletini üzecek bir işin içinde olmayız.
Canlı yayında Türk Milletine açıklamalı!
İşte o zaman tarihi tekerrür ettirmeyiz…

Sağlık ver başarı dileklerimle 11 Ekim 2021
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

4 thoughts on “11 October, 2021 04:46

  1. Sn Serdaroğlu; Anadolu’nun birçok köy ve kasabasında, hatta büyük kentlerde bile Eski anten parçaları ile karasal TV yayını alan %30-35 fakir, yaşlı, çaresiz vatandaşlarımız var. Bu yayınların tamamı her yerde AKP destek kanalları. Muhalif kanalların hepsi yasaklanmış.. AKP’nin, fakir ve yaşlı Anadolu halkından blok oy toplaması bu yüzden. Bu konu hiç ama hiç görülmüyor.

  2. Mehmet Akif, 1913’te yazmış;
    *Keder (Ye’s)

    Geleceği karanlık görerek azmi bırakmak…
    Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak.
    Dünyada inanmam, hani, görsem de gözümle;
    İmanı olan kimse gebermez bu ölümle.
    Ey canlı cenaze! “İki el bir baş içindir”
    Davransana… Eller de senin, baş da senindir!
    Duygu yok, hareket yok, acı yok…Leş mi kesildin?
    Hayret veriyorsun bana…Sen böyle değildin.
    Kurtulmaya azmin, niye bilmem ki, süreksiz?
    Kendin mi senin, yoksa, ümidin mi yüreksiz?
    Geleceği karanlık görüvermekle apıştın!
    Sebepleri elinden atarak ümitsizliğe yapıştın!
    Karşında ışık yoksa, sağından, ya solundan,
    Tek bir ışık olsun buluver… Kalma yolundan.
    Dünyada ışık kalmasa, sen onu icad etmelisin!
    Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
    Herkes gibi dünyada henüz hayat hakkın
    Varken, hani herkes gibi azminde direnişin?
    Ümitsizlik öyle bataktır ki: Düşersen boğulursun.
    Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
    Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
    Ümitsiz olanın ruhunu, vicdanını bağlar
    Lanet olası bir zihnî düğünlenme,
    En korkulu cânî gibi ümitsizin yüzü gülmez!
    Madem ki alçaklığı aynı, ümitsizlik ile küfrün;
    Madem ki ondan daha lânetli, daha çirkin
    Bir kötülük yoktur sana, ey imanlı toplum,
    Allah’ın vâdettiği rahmetten ümitsiz olarak,
    Yoksunluğa razı olma… Çalış… Azmi bırakma;
    Kendin yanacaksan bile, evladını yakma!
    Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş…
    Sesler de: “Vatan tehlikedeymiş… Batıyormuş!”
    Fakat, hani, milyonları örten şu yığından,
    Tek kol da “Yapışsam…” demiyor bir tarafından!
    Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
    Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.
    Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar…
    Uğraş ki: Telâfi edecek bunca zarar var.
    Feryat ile kurtulmayı umuyorsan haykır!
    Yok yok! Hele azmini bağlayan zincirleri bir kır!
    “İş bitti… Direnmenin sonu yoktur!” deme; yılma. Ey rahmete layık millet, sakın ümitsizliğe kapılma.

    (Mehmet Akif Ersoy – 1913)

  3. *Sn.Serdaroğlu, yazınızda ..Cumhuriyetimizin kurucu değerleri ve özgürlükler için mücadele etmek, bizler gibi “kendisinden vazgeçmeyi” göze alabilmiş birkaç siyasetçi ve çok az sayıdaki vatansever gazetecinin sırtına bırakıldı!.. demişsiniz.. Bu ”DOĞRU” bir tespit tabii ki.. Ancak, ‘’(Bu siyasetçi ve gazetecilerin dayandığı/ üzerinde yükselebildiği; kendisinden vazgeçmeyi göze almaya hazır, uyanık, sabırlı,..) VATANSEVER halk tabanının’’ varlığını da her daim anarak, ”Hakkını” teslim etmek gerek; değil mi..

  4. Sayın Başkanım bu ne hiddet? İnanın Mlilet İttifakı hakkında Cumhurbaşkanının yanındakiler bile sizin gibi yazıp söyleyemiyorlar… Biraz daha çalışırsanız başarabilirsiniz. CB sizi de Cumhur İttifakına davet edebilir.
    Bu hesaplaşmaların zamanı mı?

    Sağlık ve kolaylık dileklerimle,

Düşüncelerinizi yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s