Tam yüz yıl önce, 23 Nisan 1920’de en büyük Türk Devriminin temeli atıldı.
23 Nisan 1920, Ulusal Egemenliğimizin tescillendiği yer olan TBMM’nin açılışının ve bugünün
Türk Çocuklarına armağan edilişinin üzerinden tam tamına BİR ASIR geçti!
Yanıtını bulmamız gereken soru şudur;
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, ilan edildiği günkü özelliklerini koruyor mu?
Türk Milleti olarak, devletimizin kurucularının bizlere armağan ettikleri “Ulusal Egemenliğimizi”
koruyabildik mi? Geliştirebildik mi? Büyük Atatürk ve Türk Devletini kuranlara layık olabildik mi?
Yoksa, Ulusal Egemenliğimizin simgesi olan TBMM ve Cumhuriyetimiz, günümüz Muaviyeleri ve İhvancıları tarafından, yüzü gözü parçalanmış ayakları kırılmış bir hale mi getirildi?
Dostum M. Tınaz Titiz Bey’in bir çalışması var. Sizinle paylaşıp yukarıdaki soruya yanıt arayalım;
Tınaz Titiz Bey, herbiri 23 karakter uzunluğunda, 23 ifadeyi paylaşmış.
Bu 23 ifadeye sahipsek, kendimizi kurucularımızın emanetine sahip çıkmış sayabiliriz.
O zaman 23 Nisan’ı kutlamaya hakkımız var demektir!
Bir eseri, bir bayramı kutlayabilmek için, ona sahip çıkıp, onu hak etmek gerekir.
Aksi, AKP Genel Başkanı gibi inanmadığı halde Anıtkabir’e çıkıp orada “Sap gibi” durmaya benzer!
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı;
1-Türkiye’de söz hakkı bende 13-Toprağını koruyabilirlik
2-Geleceği garanti etmektir 14-Ortak irade ile yönetilmek
3-Kendi kararlarımı veririm 15-En yüce değer egemenliktir
4-Tercihlerinde özgür olmak 16-İnsanlık onuru ile yaşamak
5-Tercihine karıştırmama 17-Ulusa saygının ifadesidir
6-Tercihlerini yapma hakkı 18-Ulusa gösterilen saygıdır
7-Bayrağını koruyabilirlik 19-TC’ne gösterilen saygıdır
8-Yönetenleri azletme hakkı 20-Ulusun herkesçe tanınması
9-Seçimlerine karıştırmama 21-TC’nin resmen tanınmasıdır
10-Varlığını sattırmama gücü 22-Cumhur karar vericidir
11-Dayatmalara dur diyebilme 23-Seçimime karışma nokta
12-İşgalciye hayır diyebilme
Bir tane de Çoban Ateşi Hareketinden gönderelim;
BÜYÜK ATATÜRK’Ü SEVMEKTİR
Sağlık ve başarı dileklerimle 23 Nisan 1920+100 Yıl
Rifat Serdaroğlu
Sevgili Rifat bey, Kafa yordugum bazi noktalari bir dusunce notunda topladim, henuz bir yerde yayimlamadim. Ama bu isi neresinden tutmak gerektigi konusunda bazi dusunceler uyandi. Makalenizde belirttiginiz egemenlik nedir? konusu iyi bir ornektir. Kutladigimiz bayramin, ugrunda can vermeye hazir oldugumuzu soyledigimiz Cumhuriyetin ne oldugu konusundaki daginikligi gosteriyor. Bu bir mesele. Siyasi partiler ve gücün yoğunlaştığı devlet arasindaki duvarin ne kadar uyduruk oldugunu biliyoruz. Bunun farkinda olan halkimizin siyasi partilere ilgisinin nicin bu denli yuksek oldugu anlasilabiliyor. Herkes duvari delme pesinde. Izninizle zaman zaman dusuncelerimi iletecegim.
https://docs.google.com/document/d/1pWHLbmCDNPrxIHhD48axBzn17KAeFvAB2HpwitVX6ls/edit?usp=drivesdk Selam ve sevgiler Tinaz
22 Nis 2020 Çar 18:30 tarihinde Rıfat Serdaroğlu şunu yazdı:
> Rifat Serdaroglu posted: “Tam yüz yıl önce, 23 Nisan 1920’de en büyük Türk > Devriminin temeli atıldı. 23 Nisan 1920, Ulusal Egemenliğimizin > tescillendiği yer olan TBMM’nin açılışının ve bugünün Türk Çocuklarına > armağan edilişinin üzerinden tam tamına BİR ASIR geçti! Yanıtını bulma” >
Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Bence son kural Atatürk’ü sevmek değil,Atatürk’ü anlayabilmek olmalı idi.