29 September, 2022 01:45

TÜRKİYE/ÜMMET/TÜM İNSANLIK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ile birlikte tüm ümmetin hatta tüm insanlığın geleceğini inşa etme vazifesinin İmam Hatiplilere verildiğini düşünüyorum. Ben de, dört çocuğumun dördü de İmam Hatipli, dedi…”
(Amerika’da okumuş İmam Hatipli! Amerikano İmam and Hatip!)

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu dedikleri, TBMM Eski Başkanı Kahraman İsmail’in “Lâiklik Anayasadan çıkarılmalıdır ve Dindar Anayasa yapılmalıdır” diye konuşmasının üstüne kelimenin tam anlamıyla tüy dikmektir!

Erdoğan, yurtdışındaki menkul-gayrimenkul- gizli hesaplar- ortaklıklar, yurtiçinde ise kendi yanlış politikaları yüzünden yeniden palazlandırdığı
PKK ve İŞID terörü-yolsuzluklar sebebiyle çok sıkışmış durumda!

Tüm bunlar, uzun zamandır Erdoğan’ın sağlık problemlerini tetiklemekte, onu asabileştirmekte ve doğru düşünmesini engellemektedir.

Erdoğan’ın yukarıdaki sözlerini beraberce inceleyim;
-Bu sözlerde demokrat düşüncenin, aklın, çağdaşlığın, bilimin, barışçı davranışın kırıntısı var mıdır?
-Binlerce yıllık Türk Devletinin ve Türk Milletinin geleceğinin inşasını;
Türklüğünden utanmayan, Arap Milliyetçisi olarak yetiştirilmeyen, gerçek ve indirilmiş İslam’a, çağdaşlığa bilime ve Allah’ın verdiği aklı kullanmasını bilen vatansever, aydın Türk Gençleri gerçekleştirecektir. Bu değerlere inanan
İmam Hatip Okullarında okuyan çocuklarımız da bu kervanın yolcularıdır.
-İmam Hatipli gençlerimiz 1,5 Milyar Müslümanın 7 Milyar insanın geleceğini inşa edecek, demek izaha muhtaç çarpık bir düşüncedir.
Hele Erdoğan’ın kendisini ve çocuklarını bu büyük iddianın liderliğine yakıştırması, bir paranoya ve ham hayalden başka bir şey değildir.

20 senedir Türkiye’yi, kendisine önce “İstanbul İmamı” sonra da “1 numaralı İmam Hatipli” dedirten Erdoğan ve Ailesi yönetiyor! Ne hale geldiğimize bir daha bakalım mı?

-Demokrasi ve Cumhuriyetin Temel İlkeleri büyük ölçüde örselendi!
-Kuvvetler ayrılığı ilkesi ayak bağı ilan edildi, yok edildi!
-Anayasa ve Parlamenter Demokrasi kaldırıldı!
-Basın ya satın alınarak, ya korkutularak sindirildi!
-Sivil Toplum Kuruluşları değersizleştirildi!
-Uydurulmuş saçma sapan bir din anlayışı toplumsal ilişkilerde, eğitimde, ticarette etkin edildi! Bu hırsızların hepsi Bademler tarafından yasalar alt-üst edilerek korundular!
-Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet açıkça yapılır oldu! Helal-Haram karıştı!
-Türk Milleti fakirleşirken, Erdoğan’ın Ümmeti (!) ve ailesi çok ama çok zenginleşti!
-Mafya, devlet oldu!

Şimdi herkes elini vicdanına koyup, düşünsün;
1 Numaralı İmam Hatipli Türkiye’yi bu hale getirdiyse, bu gencecik çocuklar
1,5 Milyar Müslümanın ve 7 Milyar insanın geleceğini nasıl ve ne şekilde inşa ederler? Üçüncü Dünya Savaşı böyle bir felaket olsa gerek…

Esas üzücü olan, tüm bu yalanların, tüm bu çirkinliklerin, tüm bu ilkelliklerin, tüm bu ihanetlerin sadece ve sadece bir kişinin ve ailesinin yargılanmasının önüne geçmek için yapılması ve milyonlarca yetişmiş namuslu-dürüst-vatansever evlâdı olan Türk Milletinin, olanları sadece seyretmesidir!
Türk Milleti kaderine el koymak için ne bekliyor dersiniz?
Bir millet bu kadar kör olabilir mi?

Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Eylül 2022
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

One thought on “29 September, 2022 01:45

  1. Sayın Serdaroğlu, değerli yazınız için teşekkürler. İslam inancını ve yönetim erkini tekellerine almak isteyen ve bu çabalarında Batı emperyalizmi tarafından sürekli desteklenen Araplar tarafından “mevali” denerek değersizleştirmeye çalışılan Farsi ve Türki unsurları sanki önemsiz ve değersiz kavimlermiş, sanki onların akılcı İslam yorumlarının İslamla alakası yokmuş gibi bir yanlışlık yaklaşık otuz yıldır dünyaya egemen kılınmaya çalışılıyor. İslam’ın “altın çağı” olarak tanımlanan 9.-12. yüzyılların İslam’da akılcılığa önem veren Maturidiye ve Meşaiyye gibi akımların egemenliğine borçlu olunduğu ve bu dönemin akılcılığı “sapkınlık” olarak gören Eşariye devamı olan Gazali ile kapandığı ve o zamandan bugüne İslami cemaatleri akıldan ve bilimden uzaklaştığı bir gerçektir. Ortaçağ Arap örf adetlerinin İslam budur diye Farsi ve Türki cemaatlere dayatılması, İslam’ın Farsi ve Türki yorumlarının din dışı kabul edilmesi esas olarak Müslüman sömürüsünü daim kılmak isteyen Batı emperyalizminin temel tezidir, bu gerçeklik A.Toynbee tarafından açıklıkla dile getirilmiştir. İslamın Türki (Hanefi-Maturidi) yorumunu “din dışı” ilan edip ortaçağ Arap örf ve adetlerini “din” diye cahil insanlara dayatanlara destek verenlerin ve kendilerini “Türk milliyetçisi” olarak tanımlayanların ne derece milliyetçi, ne derece emperyalizm destekçisi olduklarını ciddi ciddi sorgulamaları gerekmektedir. İslam’ın Hanefi mezhebinden olduğunu iddia eden herkesin rahmetli Y.Nuri Öztürk’ün “İmamı Azam Ebu Hanife” kitabını anlayarak okuması gerekmektedir diye düşünüyorum. Saygılarımla. (YSL)

    iPhone’umdan gönderildi

Düşüncelerinizi yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s