28 February, 2023 02:50

SESİNDEN KORKMA SİLLESİNDEN KORK!

AKP İktidarı ağır hasta, sekerat halinde, gitti gider!
Tıpkı dikta rejimlerinde olduğu gibi, giderayak baskıyı, şiddeti, sansürü arttırıyor.
Ne yaparsa yapsın, ne halt ederse etsin bu baş bu yastıktan kalkmaz, kalkamaz…

Hafta sonu futbol maçları başladı!
Maçların oynandığı tüm statlarda yüzbinlerce insanımızın, “Hükümet İstifa” sloganları tüm ülkede duyuldu! Vatandaşlarımız, deprem sebebiyle yalnız bırakılmanın, Türk Ordusunun yardıma çağırılmamasının, resmi olarak bildirilen ölü sayısının gerçeği yansıtmamasının bilinciyle, haykırdılar!

Türk Milletinin haklı tepkileri sonucu, Saray sessizliğe büründü!
Saray Bekçilerinden Bahçeli ve Süleyman Soylu iş başında idi!

Önce Bahçeli kendini öne attı ve spor kulüplerinin başkanlarını suçladı.
Bahçeli, freni patlamış döküntü kamyon gibi, “Maçlar seyircisiz oynansın” diyerek, maçların yurttaşlarımıza kapatılacağı tehdidinde bulundu!
Ardından da Beşiktaş üyeliğinden istifa etti. (Beşiktaş kurtuldu)
Onlarca Klasik Araba koleksiyonuna sahip Bahçeli’nin arabalarından birinin plakası BJK idi!

Bahçeli’nin kendi sözlerinden ve kendi eylemlerinden döndüğü çok görülmüştür.
Erdoğan’ı önce “Kandil Uşağı” ve “Hazine Soyguncusu” diye suçladı.
17/25 Hırsızlık-Soygun ve Rüşvet rezilliği sırasında Erdoğan’ı suçladığını ve duvar saatini 17/25’te durdurduğunu gazetecilere göstermişti. Sizce Bahçeli’yi “DÖNME DOLAP” gibi döndüren güç ne olabilir ki? Elbette ki anlattıracağız. Kime mi? Önce yakında Çakıcı anlatacak, hem de Paşa, paşa!

Gelelim Bahçeli’nin “Manevi Oğlu” Soylu Süleyman’a!
Süslü Sülo, sakın mesaini bölme! Elinden gelenin daha fazlasını yap!
Örneğin, herbiri Türk Milletinin değerli evladı olan Polislerimize emir ver ve
Türk Milletini dövdürt!
Yap ki, insanlarımızın Anayasal Hakkı olan protesto hakkını engelle ve işkence et.
Senin Türk Milletine yaptığın zulmü, hukuk devletinde kimse sana yapmaz, buna izin vermeyiz.
Sana yapacağımız iyilik, seni Sedat Peker’le aynı koğuşa koymak olacaktır.

Buradan Spor Kulüplerinin Sayın Başkanlarına bir uyarımız var;
Eğer İktidarın baskısına boyun eğer ve taraftarlarınıza baskı uygulamaya kalkarsanız, eğer bunu yaparsanız, sizler kendi statlarınıza giremezsiniz.
Siz sabredin ve sadece seyredin Bu hesaplaşma mutlaka yapılacak…

Kızılay’ın “Kâr amacı güden Holdinge” dönüştürülmesini, afet anında PARAYLA ÇADIR satmasını, Türk Ordusunun kışladan çıkartılmamasını, ölen vatandaşlarımızın dini vecibelerinin yapılmadan (yıkanmadan-kefenlenmeden-mezar yeri belli olmadan), naaşları naylonlara sarılıp “Hitler’in toplama kamplarında yaptırdığı gibi” iş makineleriyle çukurlara atılmalarını içlerine sindiren bu Baba-Oğul, Türk Milletinin “Hükümet İstifa” diye bağırmalarından rahatsız oldular ve bizleri tehdit ediyorlar, öyle mi?

Eyy Baba-Oğul ve Saraydaki Çılgın Ruh (!), siz Türk Milletinin sesinden korkmayın. Yaklaşmakta olan “SİLLESİNDEN” korkun.
O silleden kaçış yok. Silleyi yerseniz, bir daha kendinize gelemezsiniz. İsterseniz “İngiliz Teali Cemiyeti” ve “Rum-Pontus” kalıntılarına, Türk Milletinin sillesinin şiddetini sorun. Sizler onları iyi tanırsınız…

Sağlık ve başarı dileklerimle 28 Şubat 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı

One thought on “28 February, 2023 02:50

  1. *Bugün, 28 Şubat 1997 Kararları’nın 26. yıldönümü.. Anayasal bir kurum olan MGK’nın görev alanı, çalışma biçimi, kadrosu,.. Türk Hukuk Mevzuatında belli olup; tevdi edilmiş ‘’Devlet Görevi’’ni yapmaması, zamanında yapmaması, eksik yapması,.. söz konusu olamazdı.. MGK, ‘’Yasama, Yürütme ve Yargı’’ nın üzerinde (amir) bir güç olarak değil; T.C.’nin Bekasını ilgilendiren konuları takip etmekle ‘’Görevli’’ bir kurumdu.. MGK Ekibinin, Görev alanına giren her konuda, ‘’Tavsiye’’ hazırlama ‘’Yükümlülüğü/ Mecburiyeti’’ vardı..
    Peki, 28 Şubat 1997’deki ‘’Tavsiye’’ kararları neydi: ‘’8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli… Kur’an kursları Diyanet İşleri Başkanlığına bağlanmalı, kaçak kurslar önlenmeli… Tarikatların faaliyetlerine son verilmeli… Kılık kıyafet yasası ödünsüz olarak uygulanmalı.. Yeşil sermayeye kısıtlama getirilmeli… İrtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı… Tevhid-i Tedrisat Kanunu uygulanmalı…. Kurban derileri derneklere verilmemeli… Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı…”
    Olaydan 25 yıl sonra mahkumiyet konusu olan suç; bu ‘’Tavsiyelerin İçeriği’’ midir, yoksa tavsiyeleri yapan ekibin ‘’Yasal Yetkilerini Aşması’’ mıdır, tartışılmıyor..
    Suç(?!) tarihinden 25 yıl sonra gelen cezanın, yasalarımıza uygunluğu olsa bile ‘’Evrensel Hukuk’’ açısından uygunluğu/ hukukiliği (tartışmasız) savunulabilir mi..
    İdam cezasının kaldırılıp, Apo’ya bile özel donanımlı/sağlıklı koşullarda infaz imkanı sağlanmışken; 28.Şubat.1997’de Türk Hukuk Mevzuatı’nın ‘’Mecbur’’ kıldığı ‘’Görevi’’ yapmış; Çoğunluğu halen 80-90 yaş arasında olan ve pek çok hastalıktan muzdarip bu yaşlı insanların, hapishane/ hücre koşullarında tutulmaları (dolaylı) idam cezası gibi değil midir.. Evrensel Hukuk Bilimi, böyle ‘’İşkenceli İdam’’ anlamına gelen mahkumiyet kararları için, ‘’hak edilmiştir’’ diyebilir mi..
    Bu ‘’Ciddi Hukuk Sorusunun’’ (Doğru) cevabını vermek bizim gibi sıradan insanlara düşmez tabii ki.. Doğru cevabı ‘’T.C.’nde kurulu 100 küsür Hukuk Fakültesinin’’ binlerce akademisyenin ‘’Konsensus’’le vermesi gerektiğine inanıyorum..

Düşüncelerinizi yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s