TÜRK DEVLETİ DÜŞMANLARI
24 Temmuz 1998’de CB Demirel başkanlığında yapılan MGK toplantısında Suriye’ye, terör örgütlerini desteklememesi konusunda ilk ciddi uyarı yapıldı. Demirel, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’i Suriye’ye göndererek,
Türk Devletinin kararlılığını bir kez daha vurguladı.
16 Eylül 1998’de K.K.K Org. Atilla Ateş, Hatay’da “Suriye’ye karşı sabrımız kalmadı. Türkiye beklediği karşılığı alamazsa, her türlü tedbiri almaya hak kazanacaktır” dedi.
09 Ekim 1998’de Öcalan, Suriye’den sınır dışı edildi.
20 Ekim 1998’de Türkiye-Suriye, teröre karşı ortak hareket amacıyla Adana Mutabakatını imzaladı.
21 Aralık 2010’da Adana Mutabakatı “Teröre karşı ortak işbirliği anlaşması” adıyla genişletilerek tekrar imzalandı…
Buraya kadar her şey iyi idi!
AKP Hükümeti, ABD’nin de desteğiyle, Suriye’yi bırakıp İhvan ile (Müslüman Kardeşler) beraber olmayı seçti. Bir hafta sonra Şam Emevi Camisinde namaz kılacaktık, olmadı!
Önce Suriye’ye, İhvancıları hükümete ve devlet kadrolarına alması için Davutoğlu kanalıyla ısrar edildi. (Davutoğlu’nun yeni partisinde ÖSO Generali Halid Hoca’nın (Alptekin Hocaoğlu) kurucu olması bu sebeptendir. Davutoğlu’nun Dışişleri ve Başbakanlığı sırasında, Ortadoğu’da tarihteki en büyük insan kırımı yaşandı. Bu adamlar nasıl hala insan içine çıkarlar, anlayamıyorum.)
AKP Hükümeti, Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin yönetiminde Suriye ile tüm ilişkilerini kopararak, tarafını Radikal Dinci Terör örgütlerinden yana koydu ve tarihin en büyük yanlışını yaparak, ülkemizi Ortadoğu bataklığının tam göbeğine attı. (Bu Yüce Divanlık bir suçtur)
ABD-İsrail kışkırtmasıyla, İngilizlerin ve Suudilerin de desteğiyle, Suriye’de korkunç bir iç savaş başladı!
Bu tarihten sonra, ülkemiz rahat yüzü görmedi. Önümüzdeki on yıllar boyu uğraşacağımız, belki de bağımsızlığımızı tehlikeye atacak olayları ve ülkeyi ekonomik krize götürecek yolun taşları döşenmeye başladı.
Suriye’den ilk kez 29 Nisan 2011 günü “Geçici Korunan” statüsündeki kaçaklar, ülkemize gelmeye başladı. Hele Güneydoğu sınırımızdaki mayınların AKP tarafından temizlenmesiyle, ipini koparan, elini kolunu sallayarak Türkiye’ye girdi. İktidarı boyunca hiçbir krizi doğru yönetemeyen AKP beceriksizleri, gelenlerin kim olduğuna bakmadan, sağlık kontrolü, kalacak yer belirlemesi yapmadan, Suriyelileri, sanki bir işgal ordusu gibi içimize aldılar! (Bu hareket, ülkemizin sınır güvenliğini, insanımızın yaşam hakkının zedelenmesini, çocuklarımızın geleceğinin çalınması sonucunu doğurmuştur. Siyasetçilerin, özellikle güvenlik bürokratlarının asker-sivil, tamamının Yüce Divanda Yargılanmaları gerekir)
CB Erdoğan-Başbakan Davutoğlu-Başbakan Yardımcısı Babacan, 22 Ekim 2014
2014/6883 sayı ile “Geçici Korunan Yönetmeliğini” yayınladılar. Bu yönetmelik,
Suriyelileri birinci sınıf, Türkleri ikinci sınıf vatandaş yapıyordu! Kendi vatanımızda, parya olmuştuk da kimsenin haberi yoktu. Bu yönetmeliği yayınlayanlar, bugün imza sahibi değillermiş gibi utanmadan dolaşıyorlar!
Bazıları, AKP’nin Suriye politikasının, ülkemizin demografik yapısını bozmak, Türkiye’yi bir Ortadoğu ülkesine . Türk Milletini de birey değil, tebaa olmaya iten büyük bir plan olduğunu yeni, yeni anladılar.
Türk Milletinin çoğu ise henüz anlayamadı. Türk Milletinin o naif yüreği, kendi seçtiği kişiler tarafından ihanete uğradığını nasıl kabul etsin ki?
AKP, Türk Milletini ayrıştırmaya devam ediyor.
Suriyeli kadın tüp bebek dahil, tüm tedavileri için ücret-katkı payı ödemez iken, Türk kadını her sağlık olayında para öder. (Tüp Bebek için 15 bin tl)
Türk çocukları, üniversiteyi kazanmak için, gece gündüz çalışır, ailesi her türlü katkıyı verir, ama Suriyeli genç, 7 Üniversiteden istediği bölüme kaydını yaptırır ve ücretsiz okur.
100 insanın ölümünden sorumlu bir katilin, Türk Üniversitelerinde 5 yıl okuduğu, Erasmus programı gereği gittiği Fransa’da İnterpol tarafından yakalanıp cezaevine konulduğu gibi, çok sayıda olayı anlatmak mümkün.
Canlı bomba olarak aramızda dolaşan katillerin varlığını İçişleri Bakanı bilir mi dersiniz?
Türk Milleti olarak, tarih yolculuğumuzda çok kritik bir noktadayız. AKP İktidarda kaldığı sürece, her gün parçalanmaya bir adım daha yaklaşacağız.
Çare, itiraz edeceğiz, yapamazsın diyeceğiz, demokratik direniş hakkımızı sonuna kadar kullanacağız, DOĞRU’ların yanında olacağız…
Sağlık ve başarı dileklerimle 13 Ağustos 2021
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
www.rifatserdaroglu.net
Her cümlesi MUHTEŞEM bir teşhir ve tel’in. Kalbine,eline ve kalemine sağlık sevgili SERDAROĞLU. İyi ki varsın. Yurdu ve ulusu bu korkunç duruma itmiş ve
hala daha itmekte olan eski ve yeni BOP’culara ve bunlara bağlı açık ve gizli KOL’culara ise sonsuz nefret ve ebedi lanet.